Suç ve Ceza, Sürgün ve Zulüm

Dün Türkiye'nin çok konuştuğu bir cinayetin karar duruşması vardı. Pınar Gültekin'i vahşice hislerle öldürüp, parçalayan ve bidonlara saklayan "katil" önce müebbet hapse mahkum oldu. Sonra belirsiz bir "ağır tahrik" indirimi ile cezası düşürüldü. Gencecik bir kızın, öldürüp, parçalanmasını ve varillerde betonlanmasını hafifletecek ne gibi bir tahrik görmüş mahkeme heyeti acaba... Şimdi yaklaşık 11 yıl hapis yatıp çıkacak deniyor ama ben size söyleyeyim, 5 yıla kalmaz aramızda. Bir kadın cinayeti daha, komik bir ceza ile kapatıldı gitti. Şimdi herkes kızıyor, sövüyor, kararı verenlere. Zırva bir tahrik unsuru ile cezadan büyük bir indirim yapanlara bedduanın bini bir para. Ama bin size bir şey söyleyeyim, bu kararı, bir gün önce yapılan Adalet Bakanlığı'ndaki atamalardan bağımsız düşünemezsiniz. İktidarın beğenmediği, işine gelmeyen, hoşlanmadığı, kendi yaklaşımına ters gördüğü kararları alan, alamasa bile muhalefet şerhi koyduran, iktidarın isteği doğrultusunda alınan kararlara uymayan tüm hakimler ve savcılar "sürgüne" tabii tutuldu. En prestijli görevlerden, olabilecek en düşük seviyeli görevlere atandılar. En gözde kentlerden, en ücra kentlere yollandılar. Ve ertesi gün Pınar Gültekin'in katili ile ilgili karar geldi. Siz bu kararı veren yargıçların, İstanbul Sözleşmesi'nden üstelik de hukuksuz ve Anayasa'ya aykırı bir şekilde çekilen bir iktidarın, bir kadın katiline yüksek ceza verilmesinden mutsuz olacağını bilmediğini mi zannediyorsunuz. O hakimlerin, "Yahu şimdi ağır bir ceza verirsek, durduk yerde birilerini kızdırabiliriz. En iyisi kanuna göre cezayı verelim, kafamıza göre de ağır tahrik indirimi yapalım" dememesi sizce mümkün müydü! Elbette ki değildi. Zaten demediler de. Uydurdular bir tahrik, geçtiler. Çünkü asıl tahrik edilen adaletti. Sürgünle tahrik edilmişlerdi. Ama adalete karşı, dürüstlüğe karşı, hakka, hukuka karşı. Bir parodiye 5 yıl, öldürüp, yakıp, üzerine beton dökmeye 23 yıl ceza ancak yargının siyasetin anlayışına esir hatta köle düştüğü zamanların yargısıdır. Onurlu, hukuka bağlı, adalete inanmış hakimlerin sürgün edildiği, ezildiği yerde, yargıdan adalet bekleyemezsiniz. Çünkü Adalet birkaç onurlu yargıcın değil, bir milletin meselesidir. Adaleti olmayan bir ülkenin geleceği olmaz. Adil hakimine zulmeden ya da bu zulme seyirci kalanın da! Bugün her şeye rağmen adil kalmaya çalışan hakimler için o sürgünler bir onur madalyasıdır. Boyun eğip tahrik yaratanlar içinse o kararlar bir utanç vesikası. Kayyum Allah'ın sıfatıdır haberiniz var mı! YAZARLAR 21.06.2022 - 10:06 Güncelleme: 21.06.2022 - 10:06 ABONE OL Kayyum rezaletlerinin bini bir para, hepsi peş peşe geliyor. Milletin, devletin malına "emin olarak" atanan kayyumlar başına atandıkları şirketleri soyuyor, soğana çeviriyor. Her şeye kaim ve muktedir koskoca bir iktidar, el koyduğu şirketleri, belediyeleri yönetecek hırsız olmayan bir tane bile adam bulamıyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Duyduğum son rezalet Kayseri'den. FETÖ suçlaması ile el koyulan Boydak grubunun başına atanan kayyum, milyonlarca doları Slovakya'da sahibi olduğu şirketlere aktararak buharlaştırmış. Bahse konu miktar yaklaşık 360 milyon TL. Bu bilineni, Eşeleyince kim bilirdaha neler çıkar altından. Bilmiyoruz. Bildiklerimiz ise şunlar. Daha önce şirketin fotoğraf çekimleri için kız kardeşine 1 milyon TL ödemişti. Yine birkaç yıl önce yeni kurdurduğu bir şirketin organizasyonuna sponsorluk için 7 milyon TL, Rıdvan Dilmen'in şirketine 4 milyon TL ödemişti. Dediğim gibi kim bilirdaha neler var ve bunlar kayyum. Peki bu inançlı arkadaşlar "kayyum" kelimesinin anlamını biliyor mu acaba! Kayyum, İslam Ansiklopedisi'ne göre Allah'ın 99 sıfatından biri. Öyle ki, yine aynı kaynağa göre üzerinde Allah'ın kayyum sıfatındaki koruyuculuktan ve her şeye hakim olma gücünden dolayı kayyumun altında yaşayanlar büyük bir rahatlık ve huzur duyarlar. Ancak bu "Müslüman" kardeşlerimiz Allah'a ait bu sıfata bile zerre saygı duymadıkları için olsa gerek kayyumluğu bile hırsızlığa çevirebiliyorlar. Ve sonra da din edebiyatı yapıyorlar. Yahu Allah'ın adına bile bunu yapanlar, size bana ne yapmaz bir düşünsenize. Ve tabii bunları bu görevlere atayanlar. Hiç mi hicap, hiç mi utanç duymuyorsunuz Bu mudur elinizdeki insan kaynağı Bu kadar mı kısır bir ortamdasınız Yazık! Çip YAZARLAR 21.06.2022 - 10:06 Güncelleme: 21.06.2022 - 10:06 ABONE OL Çok değil birkaç hafta önce CİMER'in cılkı çıktı demiştim. Ardından da Cimer'den bir açıklama yapılmış ve uygulamanın değiştirileceği bilgisi paylaşılmıştı. Ne kadar haklı olduğumu ise dün ortaya çıkan bir örnekle bir kez daha gördük. Sokaklarda yaşadığını söyleyen bir vatandaş Kadıköy Belediyesi'ni CİMER'e şikayet ediyor. Gerekçe şahane. Belediye'nin aşevinde fakir fukaraya dağıtılan çorbadan içmiş. Ve çorbada çip olduğu ve kendisine bu yolla çip takıldığı iddiası ile CİMER'e başvurmuş. Buraya kadar olabilir. Belli ki, ortada bir meczup var. Saçma sapan bir şikayette bulunuyor. Vahamet bundan sonrası. Çorba yoluyla kendisine çip takıldığını iddia eden bu evsiz yurttaşın şikayetini inceleyen CİMER yetkilisi şikayeti ciddiye alıyor ve İstanbul Valiliği'ne iletiyor. Valilik, konu Cumhurbaşkanlığı'ndan geldiği için meseleyi ciddiye alıyor Kadıköy Kaymakamlığı'na iletiyor. Kadıköy Kaymakamlığı da konu Valilik'ten geldiği için konuyu ciddiye alıp Kadıköy Belediye Başkanı'na "Bu olay nedir" diye soruyor. Rezalete bakar mısınız! Koskoca devlet, silsile-i meratip içinde bu zırvalık ile uğraşıyor. Yazışma üzerine yazışma yapıyor. Şimdi benim merak ettiğim şudur. Acaba bu şikayeti yapan mı daha meczup, yoksa bu saçmalığı bir devlet meselesi haline getirip, koskoca bir kentin en üst makamına ileten mi! Keşke bu konu ile ilgili Kadıköy Belediye Başkanı'na vatandaşa çip takmaktan suç duyurusunda bulunup dava açsalardı. Hep beraber çok gülerdik. Memleketin halini çok daha iyi anlardık! Dünden kalanlar YAZARLAR 21.06.2022 - 10:06 Güncelleme: 21.06.2022 - 10:06 ABONE OL Dün Biarritz'deki Hotel du Palais'den söz ettim. Ama hikayesini anlatmayı unuttum. Hotel du Palais, Fransa'ın en lüks ve en şık otellerinden biri. Bir ara Şef Alain Ducasse'ın yönettiği restoranı için "Dünya'nın en şık restoran salonu" denirdi. Hotel du Palais'nin