Kim ödemedi açıklayın

Televizyonlarda büyük bir gürültü ile bir bağış kampanyası yapıldı Şubat ortasında. Depremzedeler için yardım toplandı. Kampanya sırasında pek çok "ünlü ve zengin" kişi telefonla bağlandı. Milyar milyar bağışlar açıklandı. Kamu bankalarının, kamu kuruluşlarının yöneticileri de siyasetten aldıkları emirle, sanki babalarının parasını bağışlıyormuş gibi milyarları bağışladılar. Gecenin sonunda toplanan para 115 milyar TL küsur oldu. Toplam 115 milyar TL bağışın 89 milyar TL'si kamu kurumlarından yapılmıştı. Ben de ertesi gün "Benim için değerli olan SMS'le kendi hakiki parasını bağışlayan vatandaşın bağışıdır" diye yazdım. Çünkü kamu kurumlarının bağışları zaten bir cepten diğer cebe dostlar alışverişte görsün bağışıydı, diğer dev bağışlar ise zaten vergiden düşülecekti. Hatta ertesi gün bunun için özel yasa bile çıkarıldı. Şimdi öğreniyoruz ki, söz verilen 115 milyar TL bağışın yalnızca 74 milyar TL'si Tek Yürek Türkiye hesabına yatırılmış. Gerisi yok! Bırakın iş dünyasından yapılan milyarlık bağışları, sadece kamu kurumları ekranda açıkladıkları 89 milyar TL'lik bağışı yatırmış olsalar o bile daha fazla tutacak. Belli ki, kamu bankaları, kamuya bağlı şirketler, kamu tarafından yönetilen şirketler bile söz verdikleri paraları ödememişler. 41 milyar TL açık var. Bu tür kampanyaların hepsinde söz verilen ile toplanabilen para arasında bir fark olur. Ama bu kadarı görülmüş şey değildir. En azından devlet ciddiyetine sahip olması gereken kamu kurumları bile söz verdikleri miktarları ödememek gibi bir şey yapmazlardı. Bugün geldiğimiz noktada bırakın iş adamlarına, kamu bile bir cebinden diğerine aktaracağı paraları ödememiş. Tam bir utanç. Tam bir rezillik. Dört dörtlük utanç. Bari kimler ödemedi bir açıklasınlar da hep birlikte ekranda söz verip, bankada şaşan "yüzsüzler" kimmiş öğrenelim. Bu kadarını bilmek hakkımız olsa gerek. İnce küser mi! YAZARLAR Giriş: 17.03.2023 - 12:37 Güncelleme: 17.03.2023 - 12:37 ABONE OL Gazeteci meslektaşlarım Muharrem İnce ile olan küslüklerini yazmaya başladılar birkaç gündür. İnce, gazeteci İsmail Saymaz'a, televizyoncu Nevşin Mengü'ye, haber sunucusu Fatih Portakal'a küsmüş. Ekonomist Sevgili Özgür Demirtaş Hocamıza da "Sen siyasetten anlamıyorsun" demiş. İnce'nin Özgür Demirtaş'a küstüğünü hiç ama hiç zannetmiyorum ama diğer üç meslektaşıma küsmüş olmasına çok ama çok şaşırıyorum. Şaşırdım çünkü ben Muharrem İnce kadar eleştiriye hatta ağır eleştiriye kafayı takmayan bir siyasetçi görmedim. Yıllar önce, Muharrem İnce'nin siyasette ağzı laf yapan iyi bir siyasetçi olarak parladığı dönemdi. Zannederim 2011 yılıydı. Yotube'da yüz binlerce kişinin izlediği konuşmaları, TBMM kürsüsünde iktidar partisi mensuplarını öfkeden delirten üslubu ile çok gündemdeydi. Ben de kendisini Teke Tek'e davet ettim. Geldi 2 saate yakın konuştuk. Çok zorladım. Çok eleştirdim. Sonrasında da eleştirilerimden payını aldı hep. Hatta Memleket Partisi'ni kurduğu günlerdi kendisine, "derinliksiz siyasetçi" dedim, "boş adam" yakıştırması yaptım. Vallahi de küsmedi, billahi de küsmedi. Aradı. Gülerek "Bana boş beleş adam demişsiniz. Sizin arkadaşlarınız İlber Ortaylı, Celal Şengör olunca elbette ben boş beleş gelirim. Beni onlarla değil, diğer siyasetçilerle karşılaştırın. O zaman boş beleş olmadığımı göreceksiniz. Hepsinden daha derinlikliyim" dedi. Diyeceğim o ki, Muharrem İnce bunca lafa, bunca ağır söze rağmen bana hiç küsmedi. Telefonlarıma çıkmamazlık etmedi. Ben de onun telefonlarına çıkmamazlık etmedim. En ağır sözlerimi, eleştirilerimi gülerek karşıladı. Açık söylemek gerekirse, diğer meslektaşlarıma küstüğünü de zannetmiyorum. Çünkü içlerinden bir teki bile benden daha ağır bir şey söylemiş olamaz kendisine. Vali YAZARLAR Giriş: 17.03.2023 - 12:38 Güncelleme: 17.03.2023 - 12:38 ABONE OL Gündemin önemli