Müslümanları savunan Avrupa

Türkiye'yi idare edenler Avrupa ve dünyadaki hadiselere bakarken toptancılık yapar ve "İki Avrupa var" ya da "İki ayrı dünya var" şeklinde bakmazlarsa isabetli kararlar almaları mümkün değildir.Kim ne derse desin, Türkiye'de, Avrupa'da ve dünyada "iyiler" ve "kötüler" vardır. Bir ülkeyi ya da bir milleti toptan 'kötü' ilan etmek eşyanın tabiatına aykırı olur. Her ne kadar bu mesele öncelikle idarecileri ilgilendirse de, Türkiye'de dünyada yaşayan Müslümanlar ve "İslam dünyası" da hadiseye böyle bakmak mecburiyetindedir. Aksi halde 'kötü' idarecilerin olduğu bir ülkedeki 'iyi' insanları da küstürmüş oluruz. Nasıl ki biz bir komşu ülkedeki 'kötü idareci' sebebiyle oradaki masum ve 'iyi insanlar'ı defterden silemeyiz; aynı şekilde onlar da benzer hatalara düşmemeli. Yeri geldiği için Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin yaptığı orijinal tespiti hatırlamak durumundayız: "Avrupa ikidir. Birisi, İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyizle hayat-ı içtimâiye-i beşeriyeye nâfi san'atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden bu birinci Avrupa... Diğeri; felsefe-i tabiîyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiâtını mehâsin zannederek beşeri sefâhete ve dalâlete sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa..." (Lem'alar, 17. Lem'a, 5. Nota) "Beşeri sefâhete ve dalâlete sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa..."ya kızıp, "hayat-ı içtimâiye-i beşeriyeye nâfi san'atları ve adalet"e hizmet eden "Birinci Avrupa"ya ve "Birinci Avrupalılara" yani "iyiler"e kızmaya kimin hakkı var Mesela, Avrupa Konseyi Genel Sekreterinin Özel Temsilcisi Alexandre Guessel, Müslümanların Avrupa'nın ayrılmaz parçası ve Hıristiyanlar ya da Yahudiler kadar Avrupalı olduğunu söylemiş. Bu beyan "Birinci Avrupa"nın sesi olarak görülemez mi "Avrupa