Hep hukuk, hep adalet

Türkiye'yi idare edenler her ne kadar "Hukuk ve adalet sahasında hiç problem yok, her şey yolunda" demiş olsa da; uygulayıcılar hukuk sistemindeki sıkıntıları düşük yoğunlukta da olsa dile getiriyorlar.Bilhassa yüksek mahkemelerin başkanları "hukuk sistemi daha iyi işlemeli" demek suretiyle, yaşanan sıkıntılara dolaylı olarak da olsa işaret ediyorlar. Adalet Bakanlığı'nca Ankara'da bir otelde düzenlenen Hukuk Eğitimi Sempozyumu'nda konuşan Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, hukukçuların adaleti gerçekleştirmek için görev üstlendiklerini, bunun da eğitimle sağlanabileceğini ifade etmiş. Hukuk alanındaki eğitim faaliyetlerinin içinde bulunduğu toplumun yapısına, kültürel değerlerine uygun olması gerektiğine de işaret eden Yiğit, "Adaletin sağlandığı bir toplumda ekonomik kalkınma ve refah gerçekleşecek, huzur ve güven ortamı oluşacaktır" tesbitinde bulunmuş. Yiğit, ayrıca adaletin sağlanması için hukuk fakültelerindeki eğitimin müfredatının süresi ve içeriğinin gözden geçirilmesi gerektiğine işaret etmiş. (aa, 13 Ocak 2022) "Adaletin sağlandığı bir toplumda ekonomik kalkınma gerçekleşecek ve güven ortamı oluşacak"sa, bu aynı zamanda "Adalenin sağlanmadığı toplumda kalkınma, zenginlik, güven ortamı" sağlanamaz demek değil mi İşte, yine geldik "Önce ekmek değil, önce hürriyet" noktasına. Bakınız, nasıl da çarklar birbirine bağlı Boşuna "Her gün hak, her gün hukuk, her gün adalet denilsin" diye kampanyalar açılmıyor Sempozyumda konuşan Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca da yargı sisteminin başarısının 'hukuk eğitimine' bağlı olduğunu kaydetmiş. Hukukun kalitesinin hukukçunun kalitesine bağlı olduğunu belirten Akarca, sadece hâkim ve savcıların değil diğer avukatların, noterlerin, akademisyenlerin, danışmanlık mesleklerinin kalitesinin de yargının kalitesine etki edeceğini hatırlatmış. Akarca, ayrıca hukukun temel