Batı medyasının intiharı

Savaşlarda en önce 'gerçekler'in öldüğünü, İsrail'in Gazze'de devam eden zulmünde yeniden görmüş olduk. Düşünün ki hastahaneler bombalanıyor, işgal ediliyor ve kullanılamaz hale geliyor; ama 'dünya medyası' İsrail'in bu zulmünü görmüyor, daha doğrusu göstermiyor. Medyanın kaçıncı güç olduğu hep birlikte bir defa daha görmüş olduk mu

Filistin'in İngiltere'deki Misyonunun Başkanı Büyükelçi Hüsam Zomlot, haklı olarak bu duruma itiraz edip şöyle demiş: "İlk günden itibaren medyanın bu tür yanlış bilgilendirmelerinin hayatlara mal olacağını söyledik ve şimdi bakın ne hayatlara mal oldu." (AA, 16 Kasım 2023)

"Ana akım Batı medyasının birçoğu İsrail propagandasının ekmeğine yağ sürdü ve yalan haberlerin birçoğunu tekrarladı" diyen Büyükelçi Zomlot, "Medyayı dürüst olmaya, (gazetecileri) gerçeği ve sadece gerçeği aktarmaya çalışan mesleklerine sadık kalmaya, taraf tutmamaya, Filistinlileri suçlamamaya ya da kurbanları suçlamaya çalışmamaya, sadece sahada neler olup bittiğini yansıtmaları çağrısında bulunuyoruz" şeklinde konuşmuş.

Filistinli Büyükelçi Zomlot, "Uluslararası topluma mesaj"ını da şöyle ifade etmiş: "Kendi değerlerinizi, kendi sisteminizi ya da kendi kurallarınızı savunmak için tam zamanı. Başarısız olursanız tüm insanlığı başarısızlığa uğratmış olursunuz."

İsrail zulmünün şimdiki tablosu da şöyle resmedilmiş: Gazze'deki hükümete göre 7 Ekim'den bu yana İsrail saldırılarında Gazze Şeridi'nde 4 bin 710'u çocuk ve 3 bin 160'ı kadın olmak üzere 11 bin 500 kişi öldürüldü. Batı Şeria ve Kudüs'te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 197 Filistinli hayatını kaybetti.

Yıllardan beri "İslam dünyası kendi 'haber ağını' kurmalı" diye konuşulur, tartışılır hatta kararlar da alınır ama maalesef gereği yapılamaz. Böyle olunca da 'haber'ler 'kötü'lerin kontrolünde yayılır. 3 ya da 5 yaşındaki çocukları dahi 'terörist' gösterecek, ya da onların katledilmesini 'haklı' görecek bir medya anlayışının 'dünya medyası'nda kök salması kabul edilebilir mi Şu anda yaşananların tersinin olduğu akla gelse, 'dünya medyası' acaba şimdiki gibi hadiselere 'seyirci' kalır mıydı