Zalimlikte Bir "LEŞ" miş Milletler

Dünden beri konuşulanlar ceviz kabuğunun içinde pire arazisi. O derece boş. Kraliçenin cenazesine gitmek için otobüs kaldıranlar aramızdaki İngiliz Muavinlerini büyüledi. Daha düne kadar "Aynı gemide değiliz" diye cozurdayanlar şimdi "Aynı otobüsteyiz" diyerek bilumum uşakların uşaklığına talip olmuş. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o otobüse binmeyerek muhteşem bir mesaj verdi. Eski Türkiye olsaydı kilim desenli kırlent gibi dizilip gideceklerdi. Eski Türkiye olsaydı otobüsün bagajında köyden köye nakille giden turşu bidonu gibi bir yere sığışmaya razı olacaklardı. Eski Türkiye'nin turşusunu kuranların özlemi o otobüs. Piston aşağı deseniz hepsi aşağı neresi diye soracak kadar leyla havasında. Macron'un otobüs koridorunda gezdiği Fransız güpürü gibi sallandığı bir ortamda olmamanın şerefini, yal çanakçılarına anlatamazdık da zaten .Eğer o otobüs kraliçenin değil de kraliçenin zalimliğine maruz kalmış çocukların cenaze törenine gitseydi Erdoğan kuşkusuz orada olurdu. Zarifoğlu'nun dediği gibi "Bir duruşu olmalı insanın"..Tabi kaypaklığa sabitlenmişlerin duruşu değil kuduruşu var. En önemlisi Bir Leş Milletlerin yüzüne zalimliklerini vuran Erdoğan. İki ölü kardeşin fotoğrafını cellatlarının gözüne kim sokabilirdi. Bir zalimlerin bir de dalgaların vurduğu o çocukların musallası kalbiydi. Bir evladın zırhı anne duasıdır. En güzel makam koltuğudur anne kalbi."Hakkımı sana helal olsun." bu cümle ne güzel bir rütbedir ki şanıyla yürürsün.Babasını cennette öpmeyi hayal eden yetimlere, baba olan bir evladın var Tenzile Anne.Bir evladın var, mazlumun gözünden aldığı her yaş, ruhunda Fatiha.Bir evladın var, sana baktığında "Anne" adlı memleketi özleyen.Bir evladın var "Ayasofya 'da bir sabah ezanında annemle saf tutsaydım" hasretinde...Bir evladın var "Seni hiç unutmuyor oluşundaki heybet",Sana