Sallandırdıklarını mezarı başında andı

Darağacını biliriz, ölümden başka meyve vermeyen ağaç. Ve bir tek ölüm meyvesini veren darağacını taşlamadılar. 17 Eylül 1961. Düşünün halkın çoğunluğunun iradesiyle seçilen Başbakan Adnan Menderesin şehit edildiği tarih. Kusura bakmayın sert yazacağım, idam edildikten sonra ipten almaya bile tenezzül etmeyen urgan yağlayıcıların ballı fotoğraflarına tahammül etmek zorunda değiliz! Bir de baktım, astıkları ip gibi merhumun başına dizilmişler. Alık bakışlarının altında helalleşme pozu ısıtıp servis ettirecekler. Düşünsenize yürüyen darağaçları sallandırdıklarını mezarı başında anıyor!Tek partili zamanların kalaylanmamış teneke dipleri buram buram tüy dikiyorlar. Tüy heykeli dikseler daha ilk defa kendilerine benzettikleri bir iş çıkaracaklar haberleri yok. Merhum Adnan Menderes asılmadan son kez fotoğraflarını çeken İsmail Şenyüz anlatıyor. Anadolu Ajansı sayfalarında detaylıca okuyabilirsiniz içiniz parçalanarak hem de. İdam edildikten sonra kahkahaları duyan Şenyüz o zamanki savcıların "Kuyruğun başı gitti" diyerek nasıl eğlenmişler okuyun. İşte dün o mezarın başında o kahkahaların büyük çanakçıları vardı. Adaleti hakikati aptal yerine koyarak sıvışık bulaşık süngeri gibi yayılarak hüzünlü görünme jelatinin altında, o eğlenceli kahkahalar vardı. Merhum Menderesin asılmasından sonra odasındaki Kuranı Kerimin fotoğraf karesine girmemesi için nasıl yırtındıklarını okuyun! Aynı imkanlar olsa ipleri