Bu kez kardeşi söyledi, Ajda alkışladı

Mesleğe başladığımdan bu yana rivayetlere göre hatta ve hatta kulaktan kulağa; "Ajda Pekkan, Semiramis Pekkan'ı kıskandığı için sahneye çıkmasına izin vermedi", "Aslında Semiramis Pekkan sahneye çıksaydı Ajda Pekkan bu kadar ünlü olamazdı", "Ajda Pekkan, hep Semiramis Pekkan gibi olmak istedi", "Semiramis Pekkan'ın sesi daha güzeldir" diye diye konuşulur, söylenir. Kız kardeşler arasında olur bu tarz şeyler. Ben garipsemiyorum çünkü çok kız kardeşli bir ortamda büyüdüm. Bu bana aşırı normal geliyor. Ancak şu var ki, öyle ya da böyle Ajda Pekkan star'dır ve illa ki star olurdu. Kıskansın kıskanmasın, Semiramis Pekkan'ı engellesin engellemesin. Star'dır ve bir şekilde bir yerden kendini gösterir ve yine star olurdu. Ajda Pekkan'ın yadsınamaz bir zekası ve vizyonu var.. Bu bir bir daha iki. Bunu hiç kimse görmezden gelemez ki, bunca yıl en zirvede kalmak hiç kolay değil. Bugün bile hala yeni yetmelere bin basar. Sahneye çıktığı an günlerce onu konuşuyor ve şaşırıyoruz enerjisine... Tarzına, tavrına. O yüzdendir ki, Semiramis Pekkan'ın evet sesi güzel, hala çok güzel, o gün sahneye çıktı gözlerimize inanamadık. Ama Ajda Pekkan'da illa ki, zirveye çıkardı. Fakat bunca yılın dedikosunu, fısıltısını illa ki Ajda Pekkan'da duymuştur. Ki bazı röportajlarında "Evet çok kıskandım" diye anlattığı bile olmuştur. Ve Ajda Pekkan bunca yılın özrünü de önceki akşam Maslak'taki Maximum Uniq'te düzenlenen "Broadway'den İstanbul'a Müzikaller" isimli gösteri de ayakta dans ederek ve alkışlayarak yapmış oldu. 53 yıl sonra Haldun Dormen'in yönetmenliğini yaptığı, Nurcan Karaca'nın koreografisini üstlendiği Asuman Damak, Canan Ergüder, Emre Altuğ, Pelin Akil, Pelin Karahan gibi isimlerin sahneye çıktığı "Sefiller", "Chicago", "Damdaki Kemancı" gibi ünlü Broadway müzikallerinin yanında "Lüküs Hayat", "Hisseli Harikalar Kumpanyası" gibi Türk müzikallerinin eserlerinin yorumladığı gecenin finalinde sahneye çıkan Semiramis Pekkan iki şarkı söyledi. Kendisini her gördüğümde "Evet çok güzel kadın. Çok farklı kadın" diye diye söylenirdim ama sahnede de o farkı görmedim dersem yalan olur. Ve ne yalan söyleyeyim müzikalin son on dakikasında tüm havayı değiştirdi ve hafızalarda şahane bir iz bıraktı. Evet müzikali çok sevdiğimi söyleyemem. Biraz aceleye gelmiş eksikleri olan bir organizasyondu. Bu kadar ismin bir araya geldiği daha güzel bir müzikal izlemeyi umut ediyordum elbet. O soğuk İstanbul akşamında. Ve evet İstanbul'un en soğuk akşamlarında birine denk gelip böyle bir müzikal izlemeyi benim gibi birçok kişi beklemiyordu elbet. Ben soğuk havaya rağmen Semiramis Pekkan'ı aşırı merak ettiğim için bekledim. Ve kesinlikle değdi. Müthişti gerçekten. Ve evet Semiramis Pekkan sahneleri bırakmasaydı iki kardeşin çekişmelerini, "Hangisi daha iyi" tartışmalarını sürekli yapardık ve "Bu durumu gören Ajda Pekkan bunun önlemini çok önceden almış" diye diye ayrıldım o gece de... Bu arada müzikalde en sevdiğim kişi Canan Ergüder oldu. Çok iyiydi... Bu arada müzikalin bir tekrarı da İzmir'de yapılacak. İzlemek isteyenlere duyurulur. Yakında tarihi açıklayacaklar diye biliyorum. Olan biten ve tavsiyeler YAZARLAR 22.09.2022 - 12:07 Güncelleme: 22.09.2022 - 12:07 ABONE OL Eylül geldi İstanbul hareketlendi. Ama nasıl bir hareketlenme maşallah bir gün değil sabah, öğlen, akşam, gece boş geçmiyor. -Malumunuz bu ay sanat ayı. Contemporary İstanbul Haliç Tersane'de devam ediyor. İstanbul'un son sıcak ve yazdan kalma bu haftanın ilk günü Pazartesi sabahında sanat severlerin beğenisine sunuldu... Bugün son günü. Hemen akşamında da son günlerin popüler ismi oyuncu Pınar Deniz'in bir markanın yüzü oldu. Ve yeni koleksiyonunu tanıttı. Kader Kale, Barış Tezmen'in ev sahipliğinde Bomontiada'da düzenlenen gecede Pınar Deniz, "Hadi dans edelim. Bugün parti yapacağız" diyerek misafirleri ile tek tek ilgilendi. -Hemen sabahında da Kandilli İskelesi'nin tam karşı sokağından içeriye girdiğinizde hemen sağ tarafta bulunan bir pastaneye gittim. Ama öyle sıradan bir pastane değil. Tam da eski İstanbul'daki pastaneler gibi. Hem eski Yeşilçam filmlerindeki pastaneler, hem de Paris'in dar sokaklarından fışkırmış gibi bir cam dolaplarının içinde rengarenk tatlılar, kruvasanı özel yapım bir pastane. İşte orada Ebru Akel, Dilek Hanif, Murat Güloğlu gibi isimlerle tarihi Kandilli Pastanesi'nde güzel çaylar eşliğinde kahvaltı yaptık. Tabii bizim orada toplanma sebebimiz memlekete çay masterlarından biri olan Parag Hatibarua'nın gelmesi. Hatibarua, üç nesildir Assam'da çay sektörüne yön veren en önemli isimlerden. E biz de çay sever bir memleketiz malum. Çaysız olmaz diyerek, dünyanın ikinci büyük çay üreticisi olan Hindistan'ın üretim hacminin yarısının gerçekleştiği Assam bölgesi çayları Parag ve ekibinin tadımı sonrası dünya markalarına satılan çaylarını tatmaktı elbet. Hint masala çalı, el yapımı özel bir yeşil çay ve özel siyah çay harmanı eldivenli garsonların şık servisi ile tamamlandı. Tadı