Enflasyon alarm verdi

Enflasyon, fiyat istikrarının bozulması demektir. Nedeni ne olursa olsun, bu bozulma bir defa başladı mı ve hükümet de, güven verecek bir istikrar programı yapmazsa, artarak devam eder. Tüm makro dengeleri bozar. Belirsizlik yatırımları engeller, tüketim-tasarruf dengesini bozar, yoksulluk artar ve sosyal dengeler de bozulur. 2001 krizinden sonra, IMF'nin güçlü ekonomiye geçiş programı, kemer sıkma hedefine dayalı olduğu için tepki çekti ve fakat enflasyonu da düşürdü. Ayrıca Hükümetin değişmesi, AKP hükümetinin kurulması da, güven kaybını telafi etti. Sonuçta kriz sonrası; 2001 Mayıs ayında yüzde 52,4 olan TÜFE oranı 2004 Mayıs ayında yüzde 8,88'e düştü. 2001 Mayıs ayında 57,7 olan Toptan Eşya Fiyatları (TEFE) oranı yüzde 9,56'ya geriledi. Bugün 2001 kriz yılından daha ağır bir enflasyon sorunu var. Hükümetin devamlı kullandığı bir deyişle ''nereden nereye'' geldik. 2004 yılı Mayıs ayında yüzde 8,88 olan TÜFE oranı, 2022 Mayıs ayında yüzde 73,5 oldu. 2004 yılında yüzde 9,56 olan TEFE oranı bugün Yİ-ÜFE olarak yüzde 132,16'ya yükseldi. Yİ-ÜFE'nin TÜFE'den daha yüksek çıkması ve çekirdek enflasyonunda geçen yıla göre artması, enflasyon trendinin artış yönünde olduğunu gösteriyor. Küresel sorunlar tüm dünyada enflasyonu artırdı ve fakat Türkiye'deki enflasyon dünyadan koptu ve dünya ortalamasının on katına yükseldi. Dahası uluslararası kuruluşlar, busene sonunda doların 20 liraya çıkacağını açıkladı. Kur arttıkça Yİ-ÜFE de artıyor. Bu şartlar, enflasyonda acil önlem almamız gerektiğini gösteriyor. Hükümet ise biliyoruz diyor ve fakat önlem almıyor. Bu durum Cumhuriyet tarihinde rastlanan bir durum değildir. Hatta düny da rastlanan bir anlayışta değildir. Dünyada, ABDFED, Avrupa Merkez Bankası ve birçok gelişmekte olan ülke, enflasyon korkusu ile faizleri artırdı ve