Gençler yapılanları değil yapılacakları duymak istiyor

İzmir'de uzun uzun su kuyruklarını gördüğümde yine aynı şeyi düşündüm; "işte eski Türkiye'nin bildik manzaraları". Çöp dağları, susuzluk, elektrik kesintileri, hastanelerde yaşanan kepazelik, hava kirliliği vs. Bana hep aynı kabus dolu 90'ları hatırlatır. Ve sandık başına gidip de tercih yapacağım o anda kararımı verirken bütün bu manzaraya bakarak vururum mührü. Eskiden nasıldı, şimdi nasıl... Bu benim gibi Türkiye'nin karanlık günlerini de yaşamış bir nesil için çok önemli bir kriter. Ve elbette bana kimsenin bir şey söylemesine gerek yok. Kimsenin 'eskiden şöyleydi, şu partiye verirseniz yine böyle olur' falan demesine gerek yok. Ben baktığımda görüyorum zaten.Ben ve benim kuşak, biz görüyoruz zaten. O zaman ne yapmalı Bu rezaleti yaşatan partiler genç kuşaklara anlatılmalı diye düşünenler var. Ne diyeceksiniz gençlere "Eğer bunlara oy verirseniz memleket işte yine eskisi gibi böyle olur" mu diyeceksiniz Demeyin. Ben dedim ve bir karşılık göremedim. Anladım ki bu daha çok yakın geçmişte yaşanan karanlık günlerin hatırlatılması gençlerde pozitif bir etki yapmıyor. Daha dünkü bir olayı bile anlatsanız o hikaye gençlere mitolojik bir efsane gibi görünüyor. Su yoktu diyorsun. Önemsemiyorlar. Paylaşımlı elektrik veriliyordu köylere bu yüzden buzdolabı kullanılmıyordu diyorsun. İnanmıyorlar. Hastanelerde uzun kuyruklar olurdu, ilaç bulamazdık diyorsun. 'Bunca zaman içinde gelişmiş olmamız normal değil mi' diye cevap veriyorlar. Diyeceğim o ki, bu anlatılanların hiçbirinin gençlerde zerre karşılığı yok. Artık bunları temcit pilavı gibi sürekli sürekli anlatmaktan vazgeçmeli siyasetçiler.Peki, gençler ne işitmek istiyor