Meğer son bir selamlamaymış

Haberlerini dostumuz Turan Kışlakçı ve Rüstem Keleş ağabeyden alıyorduk. Kardeşi Salih Zengin'i arayıp rahatsız etmiyorduk. Sağ olsun o da her gelişmeyi mutlaka duyuruyordu zaten. Mevlana İdris'in memleketi Kahraman-maraş'ta kalp krizi geçirdiği, hemen ameliyata alındığı ve sonrasında da entübe edildiği bilgileri üst üste gelmişti. Üzen, hayrete düşüren, tedirgin eden haberler yağıyordu üzerimize. En son bir buluşmamız esnasında Rüstem ağabey arayıp, "Doktorlar duadan başka yapacak bir şey yok" deyince Turan ertesi gün atlayıp gitti ve günlerdir de Kahramanmaraş'taydı. Sonra gıdım gıdım da olsa iyi haberler gelmeye başladı. En azından duruma kötüye gitmiyordu, tedaviye cevap vermeye başlamıştı.Bizim, vefalı dostların bir arada olduğu, sevinçleri de acıları da hep birlikte yaşadığımız bir WhatsApp grubumuz var. Zaman zaman da buluşuruz. Maraş'tan gelen havadisler de oraya düşüyordu, dua talepleri ve doktorlardan alınan son bilgiler de. Perşembe günüydü sanırım, Ali Görkem Userin "Maraş'tan bir haber var mı" diye sormuştu da şunu yazmıştı Turan: "Arkadaşlar doktorlar, Mevlana İdris'i yeniden uyutma kararı aldı... Hafif bir iyileşme var fakat halen risk sürüyor... Diyalize bazen alınıyor. Duayı ihmal etmeyin lütfen."Dua, dua, dua Hemen her gün, her akşam bir zincir kuruluyordu ve binlerce de halkası oldu. İkinci operasyonu başarılı geçmişti sağlığı iyiye de gidiyordu. Turan Kışlakçı'dan müjdeli haberler gelmeye başlamıştı. En son dün gece, yüreklerimize su serpti. Şu mesajı sevinçle ve şükürler ede eder kaç kişiye gönderdik kim bilir "Mevlana şimdi daha çok konuşuyor şükür. Kalp destek ünitesine bağlı değil artık. Dostlarının selamını ilettim, onun da çok selamı var. Her şey iyiye gidiyor hamdolsun..." "Hamdolsun Mevlana döndü" dedik. Meğer son bir selamlaşma, bir dostla göz göze gelmek içinmiş bu kısa dönüş. Meğer Mevlana sabaha karşı Mevla'sına kavuşmuş.Mevlana İdris elli altı yaşına ne kederler sığdırdı da yordu bu kadar kendini İlk kalp krizi geçirdikten hemen sonra Rüstem abi ile konuşurken, "Çok yormuş kalbini. Seksen beş yaşındaki bir insanın kalbini taşıyormuş" demişti. Oysa hiç de öyle görünmüyordu değil mi Her yaştan her kuşaktan çocukların Mevlana abisiydi o. Kendisi çocuk olur, çocuklara da yetişkinlik rolü verirdi. Sosyal medyadan takip edenler anımsar; tüm çocuklar, özellikle mazlum coğrafyaların cesur çocukları Mevlana İdris'in 'adamları'ydı. Bu arada pek bilinmez ama Mevlana İdris, kitapları dünya dillerine çevrilen Türk yazarların başında geliyordu. Bu kitaplarının hemen hepsi de çocuklar