Havadan bombardımanla yerle bir edilmiş Gazze'ye giren ve binlerce çocuğun can verdiği yıkıntılar arasında çılgınlar gibi parti yapan İsrail askerlerini izlerken şuna kanaat getirdim: Vicdanlı insanlar olarak, İsrail'den ve yanında hizalanmış Batılı devletlerden merhamet bekleyerek bir kez daha büyük bir yanılgıya düşüyoruz. Şahit olduğumuz vahşet karşısında vicdanımızı aşamadığımız için de İsrail'den insanlık zerresi umut ediyoruz. Peki ama neden İsrail'i inşa eden siyonist düşüncenin böyle bir vaadi yok üstelik. Ama biz yine de çocukluğumuzdan beri dilimize yapışan "bütün dünya birlik olsa, kardeş olsa, insanlar el ele tutuşsa, hayat bayram olsa" şarkısındaki gibi bir yaşam arzuluyoruz. Mümkün mü peki Artık kabul edelim, asla değil! Sadece son yüz yıla bir bakalım. Milyonlarca insanın öldüğü, ülkelerin işgal edilip sınırların, sistemlerin değiştiği Birinci ve İkinci dünya savaşlarını biz çıkarmadık. Avrupa'nın kabul etmeyerek Nazilerin kucağına ittiği Yahudileri gaz odalarında vahşice biz öldürmedik. Hiroşima ve Nagazaki'ye nükleer bombaları da biz atmadık. Dresden şehrini bir alev topuna yine biz çevirmedik. Vietnam'da 2 milyon sivili canice biz yok etmedik. Tüm Afrika'yı iliklerine kadar biz sömürmedik. Kıbrıs Türkleri ve Karabağ halkının çığlıkları kulaklarımızda yankılanırken, Srebrenitsa'daki Boşnak soykırımı bizim gözetimimizde yapılmadı değil mi Irak'ı yalanlarla, kumpaslarla biz işgal etmedik. Afganistan halkını, onursuz bir yaşama biz mahkûm etmedik. O halde Faillerini bildiğimiz ve ellerinden akan kanı gördüğümüz halde Amerika'dan, İsrail'den, İngiltere, Fransa ve Almanya'dan neden hâlâ insanî ve medenî bir davranış bekliyoruz Belli ki izlediğimiz Holokost temalı filmlerin etkisindeyiz. "Soykırıma uğrayan, türlü vahşetlere tanıklık eden Yahudilerin birinci kuşak torunları olan bu askerler, şimdi daha ağırlarını Filistinlilere nasıl yaparlar" diyoruz hâlâ. "Piyano", "Sobibor'dan Kaçış", "Schindler'in Listesi" ve türevi Holokost filmlerini izlerken de benzer tepkileri vermiştik değil mi Çünkü sinema endüstrisini elinde bulunduran Amerika ve İsrail tüm dünyayı 'Holokost Endüstrisi' esaretinin altına almayı başardı. 'Holokost Endüstrisi' kavramını literatüre katan, bu isimle kitap yazan ve kendi ailesi de Naziler tarafından katledilmiş bir Yahudi olan ünlü siyaset bilimci Normon Finkelstein'a kulak vermeliyiz: "Holokost, İsrail'e karşı getirilen tüm eleştirileri bastırmak için kullanılmaya başlandı. Mesela İsrail'in Filistin'e karşı işlediği insan hakları suçlarından bahsediyorsunuz ve size karşı cevap olarak Holokostu kullanıyorlar."Amerika ve Avrupa'da 60 yaş üstü insanların Siyonizm'in uşaklığını yaparcasına Gazze soykırımını desteklemesi anketlere de yansıdı. Diğer yandan, Batı'nın geleneklerinden kopuk yetişmiş, modern dünyanın büyüsüne kapılmış orta ve genç yaştaki insanlar ise Avrupa ve Amerika meydanlarını doldurarak Filistin'e özgürlük şarkıları söylüyorlar. Çok kreatif, iz bırakan ve İsrail ve destekçilerinin vahşiliğini sergileyen eylemlere imza atıyorlar. Anne-baba ve evlatlar arasındaki bu keskin görüş ayrımını, sadece Holokost filmlerinin nesiller üzerindeki etkisi üzerinden okuyabiliriz. Umarım bir uzmanı bu analizi derinlemesine ve mümkünse akademik makale seviyesinde yapar.Tüm dünyanın 43 gündür izlediği Gazze soykırımı bize en azından