Hayreddin Karaman Hoca'ya vefa

Prof. Dr. Hayreddin Karaman için Bursa'da, Yıldırım Belediyesi'nin düzenlediği vefa programındaydım. Çok değerli konukların katıldığı, özlemlerin giderildiği, hasbihallerin yapıldığı müstesna bir akşam yaşadık. Yaşım, öğrencisi olmaya yetmedi ancak onun öğrencileri benim hocalarım oldu. Yeni Şafak'ta 12. yılımın içindeyim, son üç yılı ise ayrı tutuyorum. Çünkü gazetede düzenli yazmaya başladığımdan beri Hayreddin Karaman ve Mustafa Kutlu gibi asra dayanan ömürlerini; ilme, dine, memlekete, edebiyata ve gençlere vakfeden dava insanlarıyla aynı gazetede yazmanın heyecanını yaşıyorum. 28 Şubat sürecinin en şedit günlerinde İstanbul İmam Hatip'te okuyor, hem medya hem kamuoyu baskısı altında eziliyor hem de bize sahip çıkmayan, zulümler karşısında susan 'sözde dava insanları'na hayıflanıyorduk. 'Sahipsizlik duygusu'nu aşmak için Yeni Şafak okuyor, Kanal 7 izliyorduk. Haklı mücadelemizin peşinden koşarken hata yapmamamız ve içinde bulunduğumuz zor sürece yenilip savrulmamamız için adeta kendini siper eden, bir taraftan da cesaretlendirip yönlendirmeleriyle yolumuzu çizen meslek dersi hocamız Ragıp Küçüker, bir gün derste Hayreddin Karaman'ın 'duruşundan' bahsederek, "Sizler için kimseler bir şey yapmıyor sanmayın. Bakın Hayreddin Hoca İlahiyat'tan istifa etti. Memleketteki başörtüsü zulmüne ortak olmayı reddetti" demişti. Karaman Hoca, ilahiyat fakültelerinde uygulanan başörtüsü yasağını protesto etmek ve o günlerde ülkeyi yönetenlere karşı politik bir tavır sergilemek üzere Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyeliği görevini bırakmıştı. Kendimce çok önemli olan, bir lise talebesinin direnişine güç veren bu anekdotu Bursa'daki programa katılmak için yurt dışı programını değiştiren Yasin Aktay ağabeyden cesaretle aktardım. Aktay, konuşmasında Hayreddin Karaman Hoca'dan kendisine düşen payı şöyle ifade etti: "İlahiyat okumadım ama ilahiyata yakın bir şey sosyoloji okudum. Hangi ilmi okuduysam, sayın hocamın rol modelliğini benimseyerek almış olduğum o disiplin benim hayatımı hakikatten yorumlamıştır."Vefa gecesine, Hayreddin Karaman Hoca'nın değişik dönemlerde ve farklı şehirlerde talebesi olan günümüzün değerli ilim adamları katıldı. Önceki dönem Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez, Milli Eğitim Bakan Yardımcı Nazif Yılmaz, Prof. Dr. Mürteza Bedir, Prof. Dr. Mustafa Ağırman ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz altı çizilecek, biyografi belgesellerinde kayıt altına alınması gereken konuşmalar, tespitler yaptılar. Hayreddin Karaman Hoca'yı sadece talebelerinden dinlemedik. Evladı Prof. Dr. İhsan Karaman ve damadı Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz da gölgesinde büyüdükleri, yetiştikleri asırlık çınarın hocalığını çok samimi duygularla paylaştılar. Tayyare Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen programda, Hayrettin Hoca'nın tüm şiirlerinin derlendiği "Dert Söyletir Aşk Ağlatır" kitabının tanıtımı da yapıldı. Ziyafet sofrasını ise güftesi de Karaman'a ait şiirlerden 13!ünü besteleyen Tasavvuf Musıkisi sanatçısı Mehmet Kemiksiz kurdu. Gecede yapılan tüm konuşmalar çok kıymetliydi. Lakin hepsini bu köşeye sığdırmam mümkün değil. Sanırım Yıldırım Belediyesi yapılan konuşmalardan bir kitapçık yapacak. Burada not aldığım bazı konuşmalardan cümleler aktarmak istiyorum. Programa katılmak için Erzurum'dan gelen ve Hayreddin Karaman'ın yıllar önce öncülük etmesiyle Oltu İmam Hatip'te atılan tohumların nasıl yeşerdiğini muhabbetle anlatan Prof. Dr. Mustafa Ağırman, hocanın misyonunu şöyle özetledi: "Ümmetin derdiyle, Müslümanların derdiyle özellikle ülkeyi kurtaracak, Türkiye'yi kurtardıktan sonra dünyayı kurtaracak bir neslin oluşması için çalışan, bilinen bir hocamız olarak tanıdık. Hocamın bu gayretini bir neslin inşası için uğraşanlar anlayabilir ancak." Prof. Dr. Mürteza Bedir ise Hayreddin Karaman Hoca'nın ilmi mücadelesini anlattığı ve bana kalırsa başlı başına bir tebliğ olması gereken konuşmasında şu önemli vurguyu yaptı: "Hayreddin Hocam eğer eserlerini Arapça yazsaydı bugün, sadece biz Türklerin değil de Yusuf el Karadavi gibi dünyanın her yerinde bilinen İslâm âlimi olarak tanınacaktı."En uzun alıntıyı Prof. Dr. Mehmet Görmez'den yapacağım. Çünkü Görmez, Hayreddin