Gamsız hayatlar ve sponsorlu iradeler!

Gazze'de bebekler ölürken, ödül konuşmasında evde bırakılan köpek Loli'ye selam gönderilmesi gamsızlığını konuşmaya devam etmeliyiz. "Ünlüler defterini kapattığımı" söylemiştim ancak ünlüler üzerinden konuşmanın etkileşimi yüksek ve tetikleyici bir araç olduğunu bilerek, kasıtla yazıyorum. Ne kadar kişiye ulaşırsa bu absürt durum, vicdanlara da o kadar yer açılır.Bugüne dek Gazze konusunda hiçbir cümle kurmayanların bile çocuklar öldürülürken tepkisiz kalıp sokak köpekleri üzerinden duyarlılık gösterisi yapılmasına tepki verdiğini gördüm. Bu açıdan vicdanlı insanlara bir alan açtıkları bile söylenebilir. Maskelerin düşmesi gerçekten isabetli oldu. Sosyal medyada yazılanlardan da fark ettim ki Ecem Erkek sahneden köpeği Loli'ye selam göndererek aslında Gazze'ye daha fazla ses oldu. Öfkeli ve tepkili yeni çıkışların fitilini ateşledi. Çünkü "Ben ne yapabilirim ki" diyenlere dahi "Bu kadar da olmaz" dedirtti. Şunun da altını çizeyim; amacım asla kimseyi hedef göstermek değil. Aksine bir soykırıma şahitlik ettiğimizi, insan olduğumuzu, vicdan taşıdığımızı ve gelecekte çok ağır suçlamalarla karşı karşıya kalınacağını öngörerek, yazarak ve konuşarak acizâne uyarmaya çalışıyorum. Bakınız Avrupa halkları Gazze soykırımı karşısında vicdani başkaldırı yapıyorlar. Tarihî bir sorgulamanın ve içinde yaşadıkları toplumla yüzleşmenin eşiğindeler. Seküler dünyanın merkezlerinde böylesine bir uyanış yaşanırken, dünya asla bir daha 7 Ekim öncesine dönmeyecek döneme girmişken; insanı önceleyen, değerlerini yitirmemiş, yardımlaşmanın had safhada olduğu Türkiye'de önemli bir kesimin Gazze'de yaşanan vahşeti günlerdir görmemesi, konuşmaması ve inatla sahnelerden evlerdeki, sokaklardaki köpeklerin daha değerli bulunması bir çöküşün işaretleridir. İradesizliğin, özgür olunmadığının, sanatçılık mesleğinin paspas edildiğinin ispatıdır. Topluma mal olduğu varsayılan, yaptığı işlere değer atfedilerek el üstünde tutulan, ödüllendirilen, hatta kanaat önderi gibi görünen ve de düşüncelerine değer verilen ünlülerimizin, Gazze'de olanlar karşısında susmasını şahsen kabul edemiyorum. Sindiremiyorum. Bu dünyaya ot olarak gelmediler. Ot gibi de yaşamıyorlar. Ancak ot gibi davrandıklarını görüyoruz. "Mecburlar mı kardeşim" diyenler olacaktır. Evet mecburlar! Neden mi Eğer bir ünlü, bir oyuncu ya da bir sanatçı, sokak köpeklerini düşünecek kadar vicdanlıysa, -ki Ecem Erkek böyle bir vicdanı olduğunu gösterdi-, merhamet duygusu kendisini terk etmediyse, Gazze'deki çocukları da anmak, onlara üzülmek, kahrolmak, gözyaşı dökmek, yaşadıkları şehre bombalar yağarken ne halde olduklarını düşünmek, kardeşleri katledilen bir kız çocuğunun yalnızlığını hissetmek ve bunları haykırmak zorundadır. Gazze'yi silip yerine sokak hayvanları ya da Kaz Dağlarını, Kuzey Ormanlarını koyarsak ortaya doğal bir mecburiyet, ajans talimatı, menajer dayatması sonucu büyük bir duyar kasma yarışının çıkacağını çok iyi biliyoruz. Bu yüzden "Mecburlar" diyorum. Lakin bizim ünlülerimiz nelere mecbur bırakıldıklarının çok farkında değiller sanırım. Bu yazıyı işte bu nedenle yazıyorum.Ecem Erkek köpeğini çok seviyor. Bunu Instagram hesabından görebiliyoruz. Daha önce de çok kez sokak hayvanları için çağrı yapmış. Açıkçası sokak köpekleri hassasiyetinde samimi olduğu ortada. Ancak Gazze'de 60 gündür her 10 dakikada bir çocuk ölürken, Gazze'nin de köpekleri ve kedileri telef oldu. Bari onları görseydi değil mi Ecem Erkek'in hesaplarına baktım, onca tepkiye rağmen bir açıklama yapmamış. Kendisini de savunmamış. Belki de çok pişmandır. Altın Kelebek Ödülleriyle ilgili paylaşımlarına da göz attım. O gece saçını