Kimlik

Euroleague'deki çift maç haftasında F.Bahçe Beko ve Anadolu Efes deplasmanda oynadıkları 4 karşılaşmayı kazandı. F.Bahçe puan cetvelinde zirvede, son 2 yılın şampiyonu Efes ritmini yakalıyor ve "favoriler arasında beni unutmayın" mesajını veriyor. İki takımımızın oyun felsefeleri birbirinden farklı. F.Bahçe topu paylaşan, hücumda 4-5 pas yapan bir takım ve sert savunma anlayışıyla oynuyor. Anadolu Efes daha önceki sezonlarda olduğu gibi bireysel yetenekleri ön plana çıkaran hücum düzeniyle, savunmayı arka plana atmış bir takım kimliğiyle başladığı sezonda, son haftalarda sahanın savunma tarafında daha iyi görünüyor. Transfer döneminde iki takımımız da oyun felsefelerine uygun kadrolar oluşturdu. Olması gereken budur. Euroleague, NBA'dan sonraki en güçlü lig. Önümüzdeki yıllarda daha ön plana çıkarsa şaşırmam. Takımlarımız için işler iyi giderken, ciddi yatırım yapan bazı ekiplerin oyun kimliği sorunu yaşadığını görüyorum. Buna en çarpıcı örnek Emporio Armani. Milano'nun tecrübeli koçunun basketbolu bilmediğini kimse söyleyemez. Ama takımının kimliğini oluşturamamış. Neyi iyi yaparlar pek anlayamadım. Takım kötü kurulmuş, kimyası bozuk, roller belli değil. Sakat oyuncular var ama Avrupa'da en büyük oyuncu araştırması bütçelerinden birine sahip bir kulüp nasıl böyle kadro kurar anlamadım. Rakamlar çok şaşırtıcı. Milano en az sayı atan, buna karşılık en az sayı yiyen takım ve puan cetvelinde sonuncu. Çoğu koç "Savunma benim sahamdır hücum ise oyuncuların sahasıdır" der. Bu slogandan yola çıkanlardan