Darbeyi ABD ve NATO yapmıştı

MERHUM şehidimiz Adnan Menderes, 17 Eylül 1961'de idam edildi. O vakte kadar da kendisine vahşice işkence yaptılar. Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu da aynı kaderi paylaştılar. Vermek istedikleri mesaj çok açık ve kesindi. Bu memlekette idarede iseniz, asla yerli ve milli tepkiler vermeyeceksiniz. Aksi taktirde sonunuz böyle olur. Hepinizi asarız...! iktidara gelenlerin ya da gelmek isteyenlerin bilinç altına bu korkuyu, algıyı, gözdağını yerleştirmek istediler. İstedikleri, tam bağımsız görünümlü; ama aslında, ABD ve NATO'ya yani BATI'ya kul köle bir Türkiye Cumhuriyeti idi... Adnan Menderes'i körü körüne ABD, NATO doğrultusunda hareket etmemek, ülkemizin milli çıkarlarını savunmak, hedef yapmıştı. TİYATRO MAHKEME, UYDURUK YARGILAMA Geçen hafta idamların yıldönümü idi. Darbenin arkasında yine ABD yer almıştır. Planlayıcılar arasında yine NATO görev almıştır. Hedefte zamanın Başbakanı Adnan Menderes yer alıyordu. Aynı bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmaya çalıştığı gibi, o zaman da Merhum Adnan Menderes ve arkadaşları, ABD, Batı ve NATO isteklerine direnmek istemişti. İğrenç yalanları ve iftiraları sanki gerçekmiş gibi önce yaydılar, ardından uyduruk mahkemelerde tiyatro gibi yargılamalar yapıldı. Yani sadece askerler değil; hem gazeteciler hem de hukukçular, bu darbede ve sonrasında cinayetlerde görev aldılar. Hukuk, demokrasi ve insan hakları nasıl ayaklar altına alındı, hepsi tanıklar ve kanıtlarla mevcut... 27 Mayıs darbesini, bu darbede görev alan asker ve sivil herkesi lanetliyorum... İDAM EDİP, BAYRAM YAPTILAR İdamların yıldönümünde merhum Adnan Menderes'in kabri başında Kemal Kılıçdaroğlu, Canan Kaftancıoğlu, Ekrem İmamoğlu üçlüsünü görünce kanım dondu. Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı vahşice ve hukuksuzca idam eden zihniyetin günümüzdeki temsilcileri ve ellerinde imkan olsa bugün de onları ve onlar gibi düşünenleri asacak olanlar, kabir başında dua ediyorlardı. Korkunç bir yapmacıklık... Peki darbenin ardından yıllarca ne yapmışlardı... Her yıl, 27 Mayıs, Hürriyet ve Anayasa Bayramı idi... Anayasa Mahkemesi'nde kutlanıyordu... Devlet erkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın makam odası önünde sıraya dizilerek, Başkana tebriklerini sunarlardı. Reziliğe bakar mısınız... Anayasayı, demokrasiyi, hukuku, katlediyorlar... Halkın oylarıyla seçilmiş yöneticileri, yalanlarla iftiralarla, uyduruk yargılamalarla idam ediyorlar... Bütün bu kepazeliğin ve katilliğin adını da