Ortadoğu fatihi Yavuz 503 yıl önce vefat etti

Dünyanın en büyük cihangirlerinden Yavuz Sultan Selim, 503 yıl önce 21 Eylül'ü 22 Eylül'e bağlayan gece vefat etti. Yavuz'u en iyi Şeyhülislam İbn Kemal'in, "Az zamanda çok işler başarmıştı. Onun gölgesi bütün cihanı kaplamıştı. Sultan Selim devrinin güneşi idi. İkindi gölgesi uzar ama zamanı kısadır. Öldü Sultan Selim, eyvah göçüp gitti. Artık ona hem kılıç, hem kalem ağlasın" mısraları anlatır.

Yavuz, İran ve Mısır'a yaptığı iki seferiyle imparatorluğun doğu ve güneyini emniyet altına almıştı. Batı'ya sefere çıkmak istiyordu. Ancak bu seferin kuvvetli bir donanma olmadan gerçekleşemeyeceğini biliyordu. İstanbul'daki tersaneyi büyütüp yeni gemiler yapılması için emir verdi. İstanbul'a gelen Venedik ve İspanya elçilerine iyi muamele edildi. Macaristan'la ateşkes uzatıldı.
Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinde.
YAVUZ'UN BÜYÜK ÖNGÖRÜSÜ
Hedef Rodos'tu, ancak Yavuz hazırlıkları yeterli görmüyordu. Hasan Can, oğlu Hoca Sadeddin Efendi'ye meseleyi şöyle anlattı:
"Seferin yaklaştığını işittik. Lakin padişahın hâlinden buna dair bir şey hissetmezdik. Bir gün Eyyüb'ül-Ensari'nin ziyaretine gitti. Eyüp'te Fatiha okurken kaptan paşanın kadırgasının Eyüp'e doğru geldiğini gördü ve 'Henüz sefer kararlaştırılmamışken bunu kimin emriyle denize indirdiler' diye kızdı. Kaptanıderya Cafer Paşa'nın idamını emretti. Ancak Veziriazam Piri Paşa devreye girerek yeni inşa olunan geminin denenmesi için denize çıkarılması gerektiğini söyleyerek kaptan paşayı affettirdi.
Yavuz, bu sefer vezirlerine dönüp, 'Ben cihangirliğe alışmış bir padişahım. Siz beni bir kale fethine götürmek istersiniz. Kale almanın birinci şartı baruttur. Kaç aylık barutunuz var' diye sordu. Vezirler zahire miktarını söyledilerse de barutun ne kadar olduğunu ancak ertesi gün söyleyebildiler. Dört aylık barut vardı. Yavuz, bu cevap üzerine vezirlerine kızgın bir şekilde bakarak 'Ceddim (Fatih) zamanındaki utanç unutulmamış iken onu iki kat mı yapmak istersiniz Bizzat gitmemi düşünüyorsunuz. Gidip de eli boş dönecek olursam hiçbiriniz sağ kalmaz. Rodos'un zaptına dört aylık barut yetişir mi Siz Rodos'u dört ayda değil altı ayda dahi alamazsınız. Belki sekiz veya dokuz ayda alınabilir' buyurdular. Daha sonra, 'Bize sefer yok, meğer sefer ahrete ola' dediler".
Nitekim Yavuz'un tahmini çıktı. Oğlu Kanuni, Rodos'u 9 aylık kuşatmayla fethedecekti.
Yavuz ölüm döşeğinde.
HASTALIĞI İYİCE ARTTI
Yavuz ömrünün son günlerinde Edirne'ye gitmişti. Buraya gitmeden önce sırtında çıkan "şirpençe" denilen bir çıbandan muzdaripti. Bu çıbanı hamamda sıktırıp ovdurtması ve ardından Edirne'ye atla gitmeye çalışması hastalığını iyice artırdı. Padişahın hastalığı artınca Çorlu yakınlarında babası ile savaştığı yerde 40 gün konaklandı. Yavuz'un hastalığı günden güne iyice ağırlaştı.
Sultanın hastalığı boyunca yanında gece gündüz musahibi Hasan Can vardı. Büyük hükümdarın son günlerinde ikisinin aralarında şu konuşma cereyan etmişti:
Yavuz, musahibine "Hasan Can bu ne hâldir" diye sorunca, Hasan Can, "Sultanım Cenab-ı Hakk'a teveccüh edip Allah'la beraber olacak zamandır" cevabını verdi. Yavuz, "Bizi bunca zamandan beri kiminle bilirdin Cenabı Hakk'a teveccühümüzde kusur mu gördün" deyince Hasan Can, "Haşa ki bir zaman zikri Rahman'dan şaştığınızı görmedim. Lâkin bu zaman başka zamana benzemediğinden ihtiyareten cesaret eyledim" dedi.
Yavuz, bu cevaptan sonra Hasan Can'a "Sure-i Yasin tilavet eyle" dedi ve onunla birlikte okumaya başladı. Yasin Suresi'nin ikinci okunuşu sırasında "Selam" ayetine gelindiği zaman Yavuz Sultan Selim ruhunu teslim etmişti. Tarih 1520 yılının 21 Eylül'ünü 22 Eylül'e bağlayan geceydi. Doktorları tarihi kayıtlara göre yaptıkları incelemeler sonucunda Yavuz'un ölüm sebebinin "şarbon çıbanı" veya "diyabetin vücuttaki tahribatının neticesi olduğu" tahmin ediliyor.
Ölümü tek oğlu olmasına rağmen asker arasında karışıklık çıkmaması için, önceki hükümdarlarda olduğu gibi yeni padişah gelene kadar saklandı.
Yavuz'un sandukası.
KANUNİ'YE MUHTEŞEM MİRAS

Osmanlı padişahları içerisinde en şanslı olarak tahta çıkan kişi Kanuni Sultan Süleyman'dır. Tek erkek çocuk olması yüzünden kardeşleriyle mücadele etmek zorunda kalmadan, babasının kısa sürede oldukça kuvvetlendirdiği ve zenginleştirdiği Avrupa'nın en büyük devletinin başına geçmiştir.
Kanuni tahta çıktığında Osmanlı İmparatorluğu arazi, nüfus ve bütçe açısından Avrupa'daki devletlerin her birinden daha büyüktü. 1525-1526 yılı Osmanlı bütçesinde, devletin gelirleri 9.5 milyon duka altınıyken, aynı yıllarda İspanya'nın gelirleri 9 milyon, Fransa'nınki 5 milyon, Venedik'inki 4 milyon altındı.
Yavuz'un tahta çıktığı sırada Osmanlı İmparatorluğu için büyük bir tehlike olan Safeviler, onun hükümdarlığında sindirilmişti. Yine Mısır ve Suriye alınarak Hint ticaret yolu Osmanlı denetimi altına sokulmuştu.