Kiev, Hazar Türkleri'nin kurduğu bir şehirdir

Putin, Ukrayna'nın aslında Rusya'nın tarihsel bir parçası olduğunu, bu ülke halkının aslen Rus olmasına rağmen Batılı devletlerin etkisiyle Ukrayna'nın Rusya'dan koptuğunu söyledi. Hâlbuki Ukraynalılar'ın ataları olan Kiev Knezliği, Rusya'nın öncüsü olan Moskova Knezliği'nden daha eski bir devlet olup esasen Ukrayna Rusya'dan değil, Rusya Ukrayna'nın içinden doğmuştu. İşin ilginç yanı ise Kiev, Hazar Türkleri'nin kurduğu bir şehirdi. Avrupa steplerine Hunlar'la başlayan Türk boylarının göçü Avarlar, Peçenekler, Hazarlar, Kumanlar (Kıpçaklar) ile devam etti. Özellikle Avarlar ve sonrasında Hazarlar, Dinyeper (Özi) Nehri ve havzasına hâkim olarak, Slavlar'ı büyük ölçüde kendi kontrollerine aldılar. Kiev şehri Hazar Kağanlığı döneminde bir uç kalesi olarak ortaya çıktı. Kiev, ormanlık bir arazide kurulmasına rağmen Dinyeper Nehri ile iç içe olması sebebiyle hızlı büyüdü. Bu dönemde Ukrayna yedi ayrı Slav kabilesine ev sahipliği yapıyordu. Ukrayna tarihi hakkında Yücel Öztürk, Akdes Nimet Kurat, Bushkovitch, Plokhy ve Bushkovitch'in eserlerinde teferruatlı bilgi vardır. KAĞAN UNVANI TAŞIRLARDI Julius Brutzkus, "Eski Kiev'in Türk-Hazar Menşei" isimli makalesinde Kiev'in Hazarca bir kelime olduğunu ve "alçak yerleşme alanıkıyı ev" manasına geldiğini söyler. Eski Türkçe'de "yüksek yer" manasına gelen "Sambat" Kalesi de Hazarlar tarafından şehri korumak için inşa edilmişti. Nitekim eski kaynaklarda Kiev sakinleri, Kiev'i ele geçiren Askold'a "Kii, Shchek ve Khoriv adlarında üç erkek kardeş vardı. Bu şehri onlar kurdular ve öldüler, şimdi burada bizle kalıyor ve onların arkadaşları Hazarlar'a vergi veriyoruz" derler. İlk Rus hükümdarları Ukrayna tarihi uzmanı Yücel Öztürk, Kiyef Prensliği'nin "Kiy, Koy, Kay" varyantlı bir Türk kabilesince oluşturulduğu, ilk knezlerin "kağan" unvanı taşıdığı, merkezleri Kiyef'in de bunların adına dayandığının ileri sürüldüğünü söyler. Ukrayna'daki birçok yer adı Hazarlar'la bağlantılıdır. Hazarlar'ın paralı askerleri olan Varegler, 890'da Kiev'i ele geçirdiler. Kendi liderlerine "Kağan" ve "İlek" unvanı veren Varegler, Hazar idari ve askeri teşkilatını kullandılar. Varegler, 10. yüzyılda Doğu Slavları üzerinde kısa bir süre hâkimiyet sağladılarsa da nüfusça sayıca kalabalık olan Slavlar, Varegler'i ülkelerinden çıkardılar. Ancak Varegler'i çıkardıktan sonra bu kez kendileri arasında anlaşmazlığa düşen Slavlar, Varegler'i bölgeye yeniden çağırdılar. "Rus" isimli bir Vareg kabilesinin reisi olan Rurik önce Ladaoga Gölü kıyısına yerleşti, daha sonra da Volkhov Nehri kıyısında Novgorod Knezliği'ni kurdu. Aynı zamanda kendi ismini taşıyan hanedanın da kurucusu olan Rurik, 879'da ölürken tahtını küçük yaştaki oğlu İgor yerine kardeşi Oleg'e bıraktı. Oleg, devletini güneye doğru genişletmek istediğinden Dinyeper Nehri'nin havzasına yöneldi. Dönemin pagan inancı içerisinde bir peygamber olarak düşünülen Oleg'in, her hamlesinin bir kehanete dayandığını düşünen Slavlar, onunla beraber hareket ettiler. Kiev Knezliği'nin prensleri olan Askold ve Dir'i bir darbe ile yıkan Oleg, 882'de yeni Kiev Knezi oldu. Kiev Altın Kapı İSTANBUL'U KUŞATTILAR Oleg'in Kiev Knezliği'ne gelmesi Rusya tarihi için bir dönüm noktasıydı. Bu tarihten sonra Doğu Slavları'nın merkezi Kiev oldu. Verimli ve transit bir geçiş noktası olan Kiev'in başkentliğinde, asırlardır teşkilatlanamayan Slavlar gerçek anlamda devletleşmeyi başardılar. Oleg'in en büyük askeri başarısı, 907'deki İstanbul seferidir. Kiev ordusu, gemilerle gelerek İstanbul'un çevresindeki köyleri yağmalayıp, Bizans'la bir antlaşma yaptı. 912'de amcası Oleg'in yerine tahta geçen İgor da 941'de ve 944'te olmak üzere iki kez İstanbul'u kuşattı. 945'te Bizans İmparatoru VII. Konstantin ile bir antlaşma yapılıp, Kievliler'in Karadeniz'deki seyrüsefer hakkı garanti altına alındı. 945'te Oleg'in yerine Kiev Knezliği tahtına oturan Sviatoslav İgorevich, bugün hem Ruslar'ın hem Ukraynalılar'ın ataları olarak kabul ettikleri bir isimdir. Doğu Avrupa steplerinde Rus hükümranlığını kurmuştur. Onun yükselişi, dönemin Türk dünyası için olumsuz sonuçlar vermiştir. Alanlar mağlup edilmiş, Hazar Devleti zayıflatılmış ve Türk boylarının kurduğu devletlerden olan Birinci Bulgar Devleti yıkılış sürecine girmiştir. Cesur lakaplı Sviatoslav, Rusya'nın Avrupa'daki temel sınırını oluşturdu. Kiev HIRİSTİYAN OLDULAR Kiev tarihinde en önemli isimlerden biri de 980'de tahta çıkan Büyük Vladimir'dir. Vladimir, İtil-Volga Bulgarları ve Hazarlar'ı mağlup ettikten sonra Karadeniz'in anahtarı konumundaki Kırım'a yöneldi. Bizans'ın buradaki ticaret üssü olan Hersinos'u kuşattı ve aldı. Bunun üzerine paniğe kapılan Bizans İmparatoru Baileos, kızı Anna'yı Kırım'a sulh amacıyla gönderdi. Müzakereler sonucunda, Büyük Vladimir'in Hıristiyan olması şartıyla Prenses Anna ile evlenmesi ve Bizans'la akrabalık bağı kurması kararlaştırıldı. Vladimir, Hıristiyan olurken, Kiev halkı toplu olarak vaftiz edildi. Doğu Slavları, bu olaydan sonra kitleler halinde Hıristiyanlığı benimsediler. Ruslar bu süreç içerisinde Kiril alfabesini kabul ettiler, Bizans'ın etkisi ile Hıristiyan olmaları, Ortodoksluğu benimsemelerine ve kültürlerine Grek unsurların yerleşmesine sebep oldu. Vladimir'in