1922'den ders almadı hâlâ borçla silahlanıyor

Yunanistan, 100 yıl önce "İki kıta beş denizde büyük Yunanistan" hayallerine dalıp Anadolu'yu işgal etmek için aşırı borçlanarak silahlandı. "Milli Mücadele" sonunda 1922'de ordusu denize dökülürken Yunanistan da aşırı borçtan iflas etti Yunanistan, Batı'da ne zaman Türk karşıtlığı artsa en öne çıkarak durumdan istifade etmeye çalışır. Günümüzde de 100 yıl önce başına gelenleri unutup, Fransa gibi bazı ülkelerin gazına gelerek ülkesinin ekonomik gücünün çok üzerinde bir silahlanma politikasına girdi. Bir asır önceki idarecilerinin boş hayallerinin Yunanistan'ı ne hale getirdiğini unutuyor. Hatice Yıldırım ve Cengiz Mutlu bu meseleyi araştırmalarında anlatırlar. YUNANİSTAN'A PARA YAĞDI Venizelos, İngiliz ve Fransız askerlerinin desteğiyle 1917 Haziran'ında Kral Konstantin'i tahtından indirerek savaş sonrası kazanımlardan faydalanmak amacıyla Yunanistan'ı I. Dünya Savaşı'na dahil etti. Cihan Harbi'nin bitmesinden sonra hayallere dalarak Anadolu'yu işgale kalktı. Kuruluşundan itibaren Batılı devletler tarafından siyasi, mali ve askeri anlamda desteklenen Yunanistan'ın bu durumu Milli Mücadele sırasında da devam etti. Yunanistan'ın savaşı devam ettirecek herhangi bir mali kuvveti olmamasına rağmen gaza gelerek, "Megali İdea" hayalleri kurup, emperyalist devletlerin siyasetine alet oldu. 1918 Şubat'ında müttefik devletlerin yardımları Yunanistan'a ulaştı. 12 milyon pound İngiltere'den, 300 milyon frank Fransa'dan ve 50 milyon dolar Amerika'dan gelmişti. İngiltere Mart 1919'a kadar 2 milyon pound daha gönderdi. İngilizlerin desteğiyle Batı Anadolu'yu işgale başlayan Yunanistan, ummadığı bir direnişle karşılaştı. Yunanistan'ın Anadolu'da uğradığı hayal kırıklığı Yunan siyasetini de değiştirdi. Kasım 1920'deki seçimleri İtilaf Devletleri'ne yakın olan Venizelos'un kaybetmesi ve ardından Kral Konstantin'in geri dönmesi, İtilaf Devletleri tarafından verilen destek ve yardımların kesilmesine sebep oldu. Bu durum mali buhranı da beraberinde getirdi. İngiltere ve Fransa'nın mali desteğini kesmesi, Yunan maliyesinin altüst olması demekti. Zira Yunanistan'ın büyük bir bütçe açığı söz konusuydu. 1920-1921 yıllarında Yunanistan'ın geliri o dönemin Türk Lirası'yla 115 milyon, gideri 142 milyon Türk Lirası'ydı. Mevcut 142 milyon liralık giderin 53 milyonu harp masrafıydı. Yunan hükümeti Venizelos dönemindeki borcu ödemeyeceğini ilan edince drahmi 93 kuruşa kadar düştü. Yunanistan'ın dış yardım almadan ayakta kalamayacağını bilen Kral Konstantin politikalarda bir değişiklik olmayacağını beyan etti. Tekrar borçların sahiplenildiği ve ödeneceği açıklaması yapıldı. Bu açıklama üzerine drahmi 170 kuruşa çıktı. DRAHMİNİN DEĞERİ DÜŞTÜ Yunanistan ile İtilaf Devletleri'nin arasını açan bir diğer husus, tedavüle yeni paraların sokulmasıydı. Yunan Maliye Bakanı, Anadolu'yu işgale devam etmek için her ay 100 milyon drahmiye ihtiyaç duyduklarını ve ordunun acil ihtiyaçları için 200 milyon drahminin tedavüle sokulması gerektiğini savunuyordu. İtilaf Devletleri ise böyle bir durum yaşandığında mali desteğin son bulacağını ifade ediyorlardı. Yunanistan aldığı borçlarla silah alıyor, ancak aldığı silahlarla herhangi bir başarı elde edemiyordu. Dolayısıyla aldıkları silahlar doğrudan doğruya ülke ekonomisini batırıyordu. Yunanistan, ülkedeki mali buhran sebebiyle İtilaf Devletleri'nin onayını almadan piyasaya 500 milyon drahmi sürdü. Bu yüzden drahminin değeri 208 kuruştan 178 kuruşa düştü. Yunanistan'da askere alımlar yüzünden azalan tayfa sayısı, asker nakline tahsis edilen gemilerin çalışamaması gibi sebeplerden deniz ticareti de aksamıştı. Yine yabancı devletlerin limanlarına gidemeyen gemiler, ecnebi kambiyo tedarikinden de yoksun kaldıkları için drahminin değerinin düşüşü arttı. Yunanistan'ın borçları hızla arttı. Savaştan 10 yıl önce 400 milyonu geçmeyen Yunanistan'ın borçları 6 milyara ulaşmıştı. HABER UYDURDULAR Eskişehir-Kütahya Muharebesi sonrası drahmi düşüşünün sebebi, Yunanistan'ın günlük askeri masrafının 2 milyondan 6 milyon drahmiye çıkmasıydı. Bu masrafı karşılayamayan Yunan Hükümeti dışarıdan borç bulmak için Kuvayı Milliye'nin dağıldığını iddia ediyordu. Yunanistan, başarı kazanamayıp drahminin düşüşünü engelleyemeyince sahte haberler üreterek kendilerine güven duyulmasını sağlamaya çalıştı. İstanbul'daki Rumlar arasında Yunan ordusunun 40 bin Türk askerini esir aldığı, Mustafa Kemal ve Erkan-ı Harbiye Heyeti'nin de bu esirler arasında olduğu konuşuluyordu. Ancak Avrupa devletleri buna itibar etmedi. Drahminin değeri bu haberlerle ilk başta 180 kuruşa yükseldi, ancak daha sonra 142 kuruşa düştü. Büyük Taarruz öncesi drahmideki dalgalanmaların çok fazla olmasından dolayı pek çok İngiliz şirket, teslim ettikleri malların karşılığını alamamaya başladı. Yunan tüccarlar verdikleri sözleri yerine getiremiyorlar, herhangi bir ödeme yapamıyorlardı. Savaş masrafları ve memleketin durumu iyice kötüye giden Yunanistan'da Atina'daki ekmekçilerin grevi neticesinde hükümet halkın iaşesi için 160 fırına el koydu. Yunanlar, Atina ve diğer şehirlerde kriz sebebiyle protestolar düzenlediler. İzmir Rumları, Mayıs 1921'de, "Yunanlar geldiler, rahatımızı bozdular, biz harp istemeyiz. Tanrı'nın izni ile Türkler gelir kurtuluruz" demeye başladılar. İlginç olan bir diğer husus da Yunan işgali altında bulunan halkın, ellerindeki drahmiyi Osmanlı parası ile değiştirmeleriydi. Bu değişim sonrasında İzmir borsasında drahmi