Otobüs!

SON günlerde ABD'nin Yunanistan'da silahlanma temposu, doğal olarak Türkiye'den hassasiyetle takip ediliyor. "Neler oluyor" sorusuna pek çok cevap verilmekte. ABD ile karşı karşıya gelmekten söz eden çok kişi var. Hazırlıkların Türkiye'ye yönelik olduğu her platformda dillendirilmekte... Peki gerçekte neler oluyordu Bu olaya gelin KUZEY AKIM-2 üzerinden bakalım... Sonra da Kraliçe'nin cenazesinde noktayı koyalım... Rusya daha Ukrayna'ya girmemişti. Tarihler 2021 Eylül'ünü göstermekteydi. Büyük tartışmalara yol açan Kuzey Akım- 2 Doğal Gaz Boru Hattı Projesi inşaatının tamamladığı duyuruldu. Proje 10 milyar EURO tutarındaydı. Yıllık 55 milyar metreküplük Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyordu. Kimi "AVRUPA RUS gazına mahkum oluyor", kimi "Ukrayna kenarda bırakılıyor", kimi de "AB için güvenlik riski oluşturuyor..." yorumunu yapıyordu... 2014'te Kırım'ı ilhak eden Rusya'nın gazı jeopolitik araç olarak kullanacağını da dile getiren çok kişi vardı. ABD'nin tavrı açıktı. Başkanların hepsi karşıydı. Obama da Trump da Biden da KUZEY AKIM-2'ye net olarak karşı çıkmaktaydı. Trump "Merkel'i uyardım Dinlemedi. Berlin şimdi çevreci enerji vaatlerine rağmen eski moda şeylere dönmek zorunda kaldı. Ama başka seçenekleri yok, ülkeleri olmayacak, ülkeleri kalmayacak..." sözleriyle gelinen noktaya özetledi. Rusya'ya olan enerji bağımlılığının BEYAZ BAYRAK anlamına geldiğini de belirtti... Gazprom, 10 milyar Euro'luk projede çoğunluk hissesine sahipti. Almanya'dan Uniper ve Wintershall, Fransız Engie, İngiliz-Hollanda firması Shell ve Avusturya'dan OMV de diğer hissedarlardı. Kuzey Akım-1 ve Kuzey Akım- 2'yi başlatan Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder'di. Devam ettiren de Merkel... Taraflar ısrarla buna TİCARİ BİR PROJE gözüyle bakıyordu. Tersini söyleyen çok isim olsa da... ABD projeye GÜVENLİK RİSKİ VAR gerekçesiyle itiraz ediyordu. Ancak UZMANLAR bu adıma ""Washington Avrupa'ya sıvılaştırılmış doğal gaz satışlarını artırmak istiyor" yorumlarını getiriyordu. ŞAKA GİBİ ANCAK BÖYLE... Devamı da vardı. Biden Putin'le CENEVRE'de zirvede buluşuyor, yaklaşık bir ay sonra KUZEY AKIM-2'de taviz veriyordu. Yaptırımları kaldırıyordu. Buna da "Rusya'nın Çin'e kaymasını önlüyorlar. Bu hamlenin anlamı bu" deniliyordu... Mesela Victoria Nuland ile Senatör Jeanne Shaheen'in de bu koroya katılıyordu. Ted Cruz da ön saflarda yerini alıyordu. Herkes Biden'ın PUTİN önünde diz çöktüğünü söylüyordu. Fakat kimse "ABD, Almanya'nın gazı nereden nasıl aldığıyla neden ilgileniyor" sorusunu sormuyordu! Gerçekten ABD'ye ne oluyordu! ABD, Rusya'yı "ÖTEKİ" yapıyordu yapmasına ancak işin aslı öyle değildi! Exxon Mobile, Doğu Rusya'da Sahalin Adası ve çevresinde Ruslar'la ortaktı. Doğal gaz ve petrol işini birlikte götürüyorlardı. LNG tesisi de kuruyorlardı. Shell üzerinden Kuzey Akım-2'de ortak olarak yer alan İngiltere, yıllardan beri BP şirketi üzerinden de Rus devlet enerji şirketi Rosneft ile birlikte yürüyordu. BP'nin Rosneft içerisindeki payının yüzde 20 oranında olduğu biliniyordu. Rosneft'teki Rus devletinin payı ise yüzde 40,4'tü... Neyse... Merkel görevi bırakmadan önce Beyaz Saray'a gidiyor ve Biden'dan "YAPTIRIMLARI KALDIRIYORUZ" sözünü alıyordu. Unuttuğu küçük ancak önemli bir ayrıntı vardı. Biden Merkel'le görüşmesinden bir ay önce CENEVRE'de Putin ile bir araya geliyor ve AVRUPA İÇİN İDAM FERMANINI İMZALIYORLARDI. Rusya savaşı başlatmadan önce ABD "İYİ POLİS" oluyor ve YAPTIRIMLARI kaldırıyordu. Çünkü SAVAŞ başlayacak daha büyükleri gelecekti.