MIR-ROR

Tuhaf sinyaller gelmeye başladı... Önce kısa bir özet yapalım... Rusya Ukrayna'yı işgal etti mi Etti. Operasyon 24 Şubat'ta başladı mı Başladı... Bu hamleden sonra BATI bir tarafa Rusya bir tarafa düştü mü Düştü. Türkiye ortada görünse de RUSYA'ya yakın durdu mu Durdu... Avrupa Birliği ve NATO üzerinden UKRAYNA ısıtıldı ve savaşa giden yol açıldı. Nerede nasıl duracağını bilen var mı Yok... Putin'den sonra gelen isim olarak öne çıkan askeri elinde tutan Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, birkaç gün önce "Rusya sadece Ukrayna'yla değil, kolektif Batı'yla savaşıyor" dedi. Yani kabaca İKİ KAMPTAN söz etti. BİZ ve DİĞERLERİ diye... Eğer tüm BATI sizinle savaşıyorsa siz bir güç merkezisiniz ve karşınızda size gücü yetmeyenlerin oluşturduğu bir ittifak var demektir. Doğru mu Doğru. Putin önceki gün seferberlik ilanı yaptıktan sonra tansiyon daha da yükseldi. Medvedev sahne aldı ve "Referandumlar yapılacak. Donbass ile diğer bölgeler Rusya'ya kabul edilecek. Bu toprakları korumak için gerekirse NÜKLEER silah kullanırız. Çekinmeyiz..." dedi. NOKTAYI koydu mu Koydu... Avrupa içinde sıkıntı kaynağı olarak görülen Macar lider ORBAN konuştu mu Evet konuştu... "AB'nin Rusya'ya yönelik kötü düşünülmüş ekonomik yaptırımları, Avrupa'nın ciğerlerine vurulmuş bir darbedir... Yaptırımlar geri alınmazsa Avrupa ekonomisi bitecek" şeklinde uyarısını yaptı... Savaş sürüyor, UKRAYNA'ya destek yağıyor, ABD de hem DEDEAĞAÇ'a silah yığıyor, liman yapıyor hem de Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne uyguladığı silah ambargosunu kaldırıyordu... Buna karşılık Rusya da boş durmuyor, karşı hamle yapıyordu. Rusya, Güney Kıbrıs'a, eski İnguşetya Cumhurbaşkanı olan Murat Zyazikov'u BÜYÜKELÇİ olarak atadı. Rumlar, "Putin'in, Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'a karşı iyi niyet adımı. Müslüman büyükelçi" yaygarası ile ayağa kalktı... Bir de RUS TİCARİ UÇAKLARININ Kıbrıs'a inmesinin önü açıldı. Bu da yeni, yepyeni bir hamleydi... Merkel'in genç kız iken Rum kesiminde yaptığı çok konuşulan tatil fotoğraflarına ulaşan Rusya, şimdi ibreyi TÜRK TARAFINA kırıyordu. Dengeler değişiyordu. Rum kesimindeki sermaye de yer değiştirip TÜRK topraklarına gelme hazırlığı yapıyordu. Mart'tan beri... Başkan Erdoğan ABD'ye gidiyor, 15 liderle NEW YORK'ta görüşüyor, Rusya-Ukrayna arasındaki esir takasını bile yönetiyordu. New York Times gibi pek çok önemli yayın da ERDOĞAN'a övgüler yağdırıyordu. İsrail'le normalleşme artıkça BATI MEDYASINDA tek satır olumsuz haber çıkmıyordu. Buna benzer bir HAVA 2013 ABD gezisinde de vardı... Görüşmeler hiç olumlu geçmese de medyada harika bir rüzgar esiyordu. Türkiye ile BAŞBAKAN ERDOĞAN ile ilgili NEGATİF haberler, yazılar çıkmıyordu. Ancak arkasından Gezi olayları patladı. 17-25 Aralık gelince de çarşı karıştı. Ne diktatörlük ne de sultanlık kaldı! Akıllarına geleni manşetlerine taşıyorlardı... Kavganın fitilini o dönem İngiliz The Daily Telegraph gazetesi ateşliyordu. Çıkacak olan kavganın işaret fişeği haber oluyordu! MI6 mensubu olan Con Coughlin imzalı yazıda AK PARTİ'YE İRAN'DAN SEÇİMLERDE KULLANSIN DİYE 25 MİLYON DOLAR GELDİĞİ İDDİA EDİLİYORDU. AK PARTİ doğal olarak bu habere şiddetli tepki gösterse de gazete cevabında "Bizde haberler rüyada görülüp yazılmaz" kelimelerini kullanıyordu. Gazete, Türkiye için aralıksız olumlu haber yapsa da Türkiye'nin AVRUPA için şans olduğunu belirtse de, İRAN DOSYASI'NIN KAPAĞININ AÇILACAĞINI ilk onlar duyuruyordu. 17-25'e giden yola ilk taş orada döşenmekteydi... Finansal operasyonların geleceğini önceden hissettiriyorlardı... Bugüne gelelim... Ortada ciddi hiçbir sorun yoktu. Ancak ABD Hazine Bakan Yardımcısı ADEYEMO 22 Haziran'da Türkiye'ye geliyordu. İki gün kalıyor sonra gidiyordu. Gittikten sonra