Kara kutu!

ASLINDA bugün AUKUS üzerinden ABD-İNGİLTERE-AVUSTRALYA arasında gerçekleşen DERİN ANGLO-SAKSON ittifakını, planlarını denizlerde gerçekleşecek hamleleri ve Çin'i yazmayı düşünüyordum. İKİ EKOL'ün karada denizde havada nasıl kapıştığını aktarmak istiyordum. Oradan da seçimlere gelip dünyada kim kazanıyor, Türkiye'de kim kazanacak diye soracaktım. Ancak doğrudan seçimlere daha doğrusu 6'lı MASA'ya girmek gerekti. MASA'da neler olduğunu, tansiyonun nasıl yükseldiğini, kimin kimi tehdit ettiğini duyunca haliyle şaşırdım. MASA'daki yükselen tansiyonun Meral Hanım'ın tozu dumana katan açıklaması ve bilinmeyen pazarlıklar... MASA'nın sakinlerinden bir ismin KARA KUTUSU ile bir araya gelme fırsatım oldu. Kimin kaç bardak su içtiğini bile bilen biriydi bu dostum. Çok kez "YAZMA" dediği için yazmazdım. Zora sokmak istemezdim. Kendisinden çıktığı anlaşabilecek bilgilerden dolayı aramızdaki "YAZILI OLMAYAN ANLAŞMA" her daim yürürlükteydi. Bu kez farklıydı. Biraz da dertliydi. "Birileri medyayı yanlış yönlendiriyor" siteminde bulunup olan biteni anlattı... O bana ben de size... Gelin şimdi MASA'ya bir de DOSTUMUN söyledikleri üzerinden bakalım... "Adayın belirleneceği gün liderler MASA'daki yerlerini aldılar... Onlar içerideyken liderlerin KURMAYLARI dışarıda omuz omuza olan biteni merak ediyorlardı. Kimse ne olacağını kestiremiyordu. Toplantı başlayınca ilk sözü DP lideri Gültekin Uysal aldı. Gültekin Bey, 'Meral Hanım daha önce CUMHURBAŞKANLIĞI için adaylığının söz konusu olmadığını söyledi. Bu nedenle aday olarak önerebileceğim tek isim kalıyor geriye. Kemal Bey...' Meral Hanım, bunu duyar duymaz elini çantasına atıyor ve iki dosya çıkarıyordu. Ev sahipliği yapan Temel Bey, sözü Ali Babacan'a veriyor ve fikrini soruyordu. Ali Bey 'Bizim Kemal Bey ismine bir itirazımız olmaz' diyerek topu ortaya bırakıyordu. Sıra Ahmet Davutoğlu'na geldiğinde o da Ali Bey'den farklı bir metot izlemiyor, 'Kemal Bey, bizim itirazımız olacak bir isim değil' diyerek İYİ PARTİ liderinin etrafındaki çemberi daraltıyordu. Temel Bey kendisi söz alıp 'Ben Gültekin Bey ile aynı yerdeyim' sözleriyle de MASA'daki ADAY'ın kim olduğunu ilan eder gibi davranıyordu. Bunun üzerine Meral Hanım gerildi. Rengi attı. Önüne koyduğu iki dosyanın açıklamasını yaptı. 'Beyler burada iki güvenilir seçim anketi var. Burada iki belediye başkanının Kemal Bey'den daha fazla oy aldığı görünüyor. Mansur Bey ilk sırada...' dedi. Kemal Bey, Meral Hanım anketleri açmaya çalışırken müdahale etti. Durdurdu. Bunun üzerine İYİ PARTİ lideri 'Dilerseniz belirleyeceğimiz bir şirkete bunu tahvil edelim. Anket yaptırıp gelsinler. Sonra tartışalım' önerisi getirdi. Kemal Bey volümü yükselterek 'Meral Hanım daha önce de biliyorsunuz, çok kez söyledim. CHP'li iki BAŞKANIN ADAYLIĞI söz konusu değil. Bu ısrarınızı anlamış değilim... Şık da değil bu hareketiniz...' İyiden iyiye sinirlenen Akşener, bunun üzerine 'Dilerseniz ben kalkayım' diye söze girdi. Kemal Bey anında cevap verdi: Nasıl uygun görürseniz... Ve MASA karıştı. Ortak metin krizi çıktı. Metnin açıklanan en son şeklini, AKŞENER belirledi. Davutoğlu 'İLGİLİ BİRİMLERE BİLGİ VEREREK' diye yazdı. İYİ PARTİ LİDERİ bunun partiye dayatma olacağını söyleyip itiraz etti. 'DANIŞARAK' şekline dönüştürdü. O dakikadan sonra KRİZ başladı. Meral Hanım tüm partilileri ANKARA'da topladı. İYİ PARTİ TAM KADRO 'Biz NOTER değiliz. MASA'dan kalkıyoruz' kararı aldı. Daha doğrusu Meral Hanım söz verdiği herkesten bunu duydu. Tüm parti içinde tek bir ses aykırı konuşuyordu. O da BAHADIR ERDEM'di. Bahadır Bey, 'MASA'ya dönmezsek biteriz, siliniriz' diye karşı çıktı. İKİ gün süren toplantılarda Bahadır Erdem'den başka "MASA" diyen kimse yoktu. Koray Aydın kendi ekibi üzerinden Müsavat Dervişoğlu da kendi takımı üzerinden 'NOTER DEĞİLİZ'İ' canlı tutuyordu. Bu rüzgarla Akşener kendisini mikrofonların önüne atıyordu. Ancak daha sonra Bahadır Erdem'in doğru söylediğini anlıyor ve geri dönüyordu. Çok da pişman oluyordu. MASA'da türlü türlü hesap yapılıyordu. Öncelikle CHP adına sızan bilgiler yanlıştı. Kemal Bey ne GELECEK PARTİSİ'ne ne DEVA Partisi'ne 20 vekil veriyordu! En fazla 5 vekil alabileceklerdi.