Şili (İngiltere) dersleri

Şili halkı "dünyanın en ilerici" anayasasını reddedince aklıma İngiltere'de Jeremy Corbyn'in seçim yenilgisi geldi.ÖNCE DESTEK SONRA RETSosyalist Jeremy Corbyn İşçi Partisi başkanı olunca, partinin üye sayısı ikiye katlanarak 600 bine ulaştı. Erken seçimlerde, Corbyn, İP'nin oylarında rekor bir artışla, Muhafazakâr Parti'nin meclis çoğunluğunu yok etti. Ancak, bir sonraki genel seçimlerde İP, Corbyn liderliğinin hazırladığı ilerici ve halkçı seçim manifestosuna karşın hezimete uğradı.Şili'de 2019 yılında "toplumsal patlama" olarak adlandırılan olaylar yaşandı. Halk sokaklarda ekonomi yönetimini, hükümeti protesto etti, Pinochet rejiminden kalma anayasa yerine, yeni bir anayasa istedi. Halkın yüzde 78'i, "Yeni bir anayasa yapalım mı" önerisini destekledi. Sosyalist bir politikacı olan Boric, solun birlikte hareket etme başarısının üzerinden devlet başkanı seçildi. Bu koşullarda kurulan Anayasa Komisyonu, "dünyanın en ilerici" (belki de en uzun 170 sayfa 388 maddelik) anayasasını hazırladı. Yapılan halk oylamasında, bu taslağa yüzde 62 oranında ret oyu çıktı. Halk kendi istediği ve haklarını ve özgürlüklerini genişleten ekonomik ve toplumsal anlamda halkçı bir anayasayı reddetmişti. İKTİDARI VE DEVLETİ UNUTMAK...Peki ne olmuştu da 1-2 yıl içinde halkın tercihleri, hem de kendi çıkarlarına ters bir yönde değişmişti İngiltere'de, Şili'de solun açıklaması, muhafazakâr partiler, medya halkı yanılttı, biçimindeydi. İyi de devlet, medya, kilise ve egemen sınıflar "tatile mi çıkacaktı" İngiltere bir yana, Türkiye'de şu sıralarda, yaklaşmakta olan seçimler bağlamında, sık sık bir "demokratik restorasyondan" (en azından bir rejim değişikliğinden) söz edildiğini düşünerek Şili deneyimi üzerinde yoğunlaşalım. Çünkü, oylamaya sunulan anayasaya bakınca, hakları ve özgürlükleri en az 100 alanda genişleten maddelere ek, demokratikleşmenin ötesinden, bir rejim (hatta devlet biçimi) değişikliği önerisi ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.Anayasa, yerli halkların özgün kültürlerini, ekolojik değerlerini, haklarını tanıyor, Şili devletini, çokuluslu bir devlet olarak yeniden tanımlıyor, senatoyu kaldırıyor, "bağımsız" yargıyı yerel (halkı temsil eden) mahkemelerle değiştiriyor, kamu kurumlarında kadınlara eşit katılım, temsil hakkı getiriyor, Şili'nin doğal kaynaklarını devletleştiriyor, sendikal hakları, kadın LGBTİQ haklarını genişletiyor, tüm vatandaşları