Liberal demokrasiden sonra...

İnsanlığın önündeki sorunlar karşısında, devlet ekonomiye giderek daha sık müdahale ediyor. Vatandaşlar, "bireysel çıkara", "serbest piyasaya" öncelik veren "serbest piyasanın" aslında bir düzenleyici değil, istikrarsızlık kaynağı olduğunu giderek daha iyi görüyorlar. Uygarlık karşısında, şimdi yalnızca üç seçenek var: 1) Totaliteryeni-faşist rejimler. 2) Emekçi sınıfların, tüm ezilenlerin çıkarlarını temsil etmeye kararlı, "kapitalizmi aşan" bir yönde evrilmeye açık bir klasikgerçek "sosyal demokrasi". 3) Bu iki seçenekten birine tutunamayan uygarlığın, "karanlık çağlara" benzer biçimler sergilemeye başlaması. SÜREKLİ OHALBugün insanlığın, farklı parçalarını, farklı düzeyde de olsa, tümünü etkileyen büyük sorunlar var. Bu sorunların başında küresel ısınmaiklim krizi geliyordu; yanına pandemi (virüslerin tehditleri) eklendi. Bunlara "enerji krizi", yapay zekânın denetimi gibi başka sorunları da ekleyebiliriz. Bu sorunların çözümlerine ilişkin gündeme gelen önerileri de toplumlarda uzlaşmalara izin veren ortak değerler sistemindeki (simgesel evrenindeki) parçalanma eğilimiyle birlikte düşünmek gerekiyor.Bu sorunlar, ortak değerler sistemindeki parçalanma eğilimi, "normali" geride bırakmış bir "olağanüstü durumun" şekillendiğini gösteriyor. Çözüme ilişkin gerçekçi öneriler, "serbest piyasanın" "görünmeyen elinin" kapasitesinin dışında kalıyor, devletin görünen elinin müdahalesini, adeta belirsiz bir süre için rasyonel, bilimsel (seküler) ve her türlü ayrımcılığı reddeden, küresel çapta bir "OHAL durumunu" gerektiriyorlar. Bu sorunlardan ikisine biraz daha yakından bakmak, bu "skandal" saptamaya ışık tutabilir.UZLAŞMAK MIKüresel ısınmaya karşı alınması gereken önlemleri artık herkes biliyor: Hızla (en geç 15-20 yıl içinde) fosil yakıt sonrasına geçmek gerekiyor. Yoksa küresel ısınma endüstri devrimi öncesi düzeyin 2-3 derece üzerine çıkacak, insanların yaşamasına olanak vermeyecek bir noktaya doğru artmaya devam edecek.Liberal demokrasi, sınıflar ve tabakalar arasındaki çelişkilerin, sermaye düzenini tehdit etmesini önlemeyi amaçlayan uzlaşmalara dayanır. Bugün, büyük sermaye kâr kaygısıyla, işçi sınıfı işini kaybetme korkusuyla, orta sınıflar süreç olarak faşizmin komplo teorilerinin etkisi altında, iklim krizini önlemek için gereken önlemlere direniyorlar. Birçok ülkenin, örneğin Almanya, ABD, İngiltere'nin yöneticileri, geçen kasımda yapılan COP26 toplantısından çıkan oldukça sulandırılmış kararları bile uygulamaya koyamıyorlar. Hükümetler toplumsal çelişkileri uzlaştırmaya çalışırken süreç ilerlemeye devam ediyor. Gerçek şu ki küresel ısınma, uzlaşma ile çözülebilecek bir sorun değil.Pandemi daha kısa döneme ilişkin bir sorun gibi ama halen 3. yılının