İyi var, çok iyi yok

Süper Lig, Dünya Kupası'nın ardından yeniden başladı. Hiçbirimizin daha önce tecrübe etmediği, ligler oynanırken verilen 1.5 aylık aranın dönüşü nasıl olacak diye merak ediyorduk. Ara verilmeden önce ritim tutan takımların mevcut çizgisini devam ettirip ettiremeyeceği en büyük merak konusu idi. Bu sadece bizde değil dünyada da ilk kez tecrübe edilecek. Nitekim dönüşün en görkemli maçında Trabzonspor, Fenerbahçe'yi yendi. Beşiktaş ve Trabzonspor, ligin ilk bölümünde Fenerbahçe ve Galatasaray'dan geride kalmışlardı. Sadece puan olarak değil, sahadaki görüntü itibariyle de iki takım gerideydi. Fenerbahçe'nin kazanması, 'En güçlü şampiyonluk adayı' algısını daha da perçinleyecekti. Trabzonspor'u evinde yenmek zor. Kendi rekorlarını kıra kıra gidiyorlar. Nitekim, Fenerbahçe maçı da öyle oldu. Bordo-mavililerin kazanması ligde herkesi yeniden eşit ortak pozisyonuna getiriyordu. Bunun yanında bir de Fenerbahçe zirveyi kaptırınca, 'En güçlü aday' durumu, yerini 'Güçlü adaylara' bıraktı. Geçen sezon Trabzonspor şampiyonluğa giderken sezon boyunca bu havayı vermişti. Ekseri fikir, 'Bu takım kesin şampiyon olur' şeklindeydi. Bu neredeyse bütün sezon sürdü. Bu sezon ise, 2 maç öncesine kadar Fenerbahçe'nin de havası o yöndeydi. Galatasaray'ın üst üste zorlu maçları kazanması ve Fenerbahçe'nin puanları bırakması, mevcut yüzdeleri neredeyse eşit parçalara bölerek dağıttı. An itibariyle şampiyonluk adayları içerisinde iyiler var ama ne en iyi ne de çok iyi var...RADİKAL KARAR ŞARTTrabzonspor, Fenerbahçe'yi yenerek ligin potansiyel şampiyonluk adaylarına yol açsa da, Beşiktaş bu şansı kullanamadı. Gaziantep deplasmanında hem etkisiz görüntü verip hem de puan bırakınca, camianın gardı ister istemez düşüyor. Elbette ligin bitimine daha çok var. Sen kazanarak devam edersen kısa sürede puan tablosunda çok şey değişebilir. Bunu defaatle gördük. Ancak o görüntüyü, o havayı yansıtamıyor Beşiktaş. Sezon başında Premier Lig'den getirilen oyuncuların çokluğundan yola çıkılarak, 'Premier