İsmael'i izliyor, Avcı'yı dinliyorum!

Beşiktaş'ın başında üçüncü maçına çıkan Valerien İsmael ile ilgili fikir oluşması için kalan maçların beklenmesi gerektiğini daha önce dile getirmiştim. GZT Giresunspor maçı, ilk iki maça göre daha farklı değerlendirilmeli. İlk maç Trabzonspor maçı idi. Abdullah Avcı, bir bilinmeze karşı oynadı. Valerien İsmail, 2 sezondur siyah-beyazlıların oynadığı sistemi değiştirmişti, takım iyi cevap verdi ve ortaya iyi bir iş çıktı. İkinci maç olan Alanyaspor maçı, diğer maçlara göre üretimin az ama gol sayısının fazla olduğu bir maçtı. Alanyaspor topa yüzde 70 oranında sahip olmasına rağmen "topu rakibe bırakan!" Beşiktaş farka gitti. Ancak ligde Alanyaspor'un büyük maçlarda karşılaştığı skorlar malum. Ligde böyle oynayan birkaç takım anca bulursunuz. Sizin asıl maçlarınız, GZT Giresunspor gibi kapanan, topu size bırakmak zorunda kalan takımlar. Yani büyük takımsanız, bu ligdeki 38 maçın 35'inde topu rakibe bırakamazsınız. O maçlarda hükmeden, topa sahip olan ve sonuca giden taraf olmalısınız. O yüzden GZT Giresunspor maçı, Valerien İsmael'e ne yapması gerektiği ile ilgili net fikirler vermiştir. Yani vermiş olması lazım. Şampiyon olmak istiyorsanız, oyuna ve topa hakim olacaksınız, rakipleriniz kapanacak. Meziyet, bu kilidi açmanın çaresini bulmak, ona göre oyuncu takviyesi yapıp, ona göre bir futbol oynamak. Büyük takımlarda topu rakibe bırakmanın nelere yol açtığını önce Erol Bulut'ta, sonra Fatih Terim'in son döneminde gördük. Avrupa'da, durup vurma taktiği işe yarar ancak Türkiye'de kilit açmakla mükellefsiniz. O yüzden Valerien İsmael'in böyle karşılaşmaları erkenden tecrübe etmesi iyi bir şey. Hem kendisi ne yapması gerektiğini görür hem de bizler onun yapıp yapamayacağını görürüz. ENDİŞEYE MAHAL YOKTrabzonspor'un son haftalardaki kayıpları şampiyonluk yürüyüşünü sekteye uğratmadı, sadece uzattı. Bu hafta olmazsa haftaya, hepimiz biliyoruz ki Trabzonspor artık bu