A Milli Futbol Takımımız, İtalyan teknik direktör Vincenzo Montella'nın göreve gelmesiyle birlikte yeniden yükselişe geçti. Tecrübeli çalıştırıcı ile birisi hazırlık olmak üzere 3 maç oynadık ve kazandık. Bu rakiplerden ikisi hatırı sayılır takımlar olan Hırvatistan ve Almanya...Gerçi Almanya ile oynadığımız hazırlık maçıydı ama sahadaki mücadele hiç de öyle değildi. EURO 2024'ün ev sahibi olan Almanya resmi maç oynamadığı için oynadığı her hazırlık maçını gayet ciddiye alıyor. Ortaya koyduğumuz performans ve taktik takdire şayandı. Montella'nın gelmesiyle birlikte yeniden kendimize geldik. 'Yeniden' diyorum; çünkü biz böyle sık sık kendimizi kaybedip yeniden toparlıyoruz. Bu da aslında ne kadar istikrarsız bir futbol yapımız olduğunu gösteriyor. Daha 1-2 ay öncesine kadar Stefan Kuntz tartışmaları arasında sahaya odaklanamıyorduk. Aslında orada da muhatabımız Kuntz değil, Milli Takımlar'dan Sorumlu TFF Yöneticisi Hamit Altıntop'tu. Belki de Milli Takım düzeyinde odağımızın yıllardır sahadan daha çok saha dışına kayması, direkt muhatap olarak sahanın içindeki adamları değil, sahanın dışındaki adamları karşımızda görmemiz. Şenol Güneş döneminde de aynı şey oldu. Yani takımı kendisine bıraksalar bir şekilde su yolunu bulacak ama illa ki rol çalma ve öne çıkma refleksleri görüyoruz. Hele başarı geldiğinde çok kişinin bunun üstüne atladığını ve kendisini ön plana çıkardığını görüyoruz. Şimdi 2024 Avrupa Şampiyonası sürecinde göreceksiniz; sanki takımı finallere götüren teknik adam