Trabzonspor Dışarı!

Haftalardır medyada hatta (sadece spor medyasında da değil) Trabzonspor aleyhine kimi hoyrat kimi gayet ustaca ortaya koyulan çullanmalar üzerine düşünüyorum. Dostlarım Ergin Aslan, Cüneyt Kaşeler ve Mehmet Ayan her ne kadar "Trabzonspor'a özel değil olan biten, kim bu kadar uzak ara şampiyon olsa aynısı yapılır" deseler ve çoğunlukla ikna etmeyi başarsalar da arada "yok yahu bu kadar bir camianın üzerine çullanılmaz" diyorum. Öfkeleniyorum, "ya sabır" çekiyorum Ama dönüp dönüp aynı yere geliyorum; Trabzonspor dışarı çıkmalı!Yakın tarih okumaları ve büyüklerin anlatıları ile birlikte düşününce anlaşılıyor ki Trabzonspor'un 1976 yılındaki ilk şampiyonluğu ülke çapında hatta İstanbul'da dahi gayet sempati ile karşılandı. Lige, ülke futboluna renk katan bu sempatik takım zaman geçip bunu sürekli hale getirince işler değişti. O değişimin zirvesi merhum Özkan Sümer'in, 1982 Dünya Kupası elemeleri için, TFF hatta teknik direktörlerin ricasıyla, bila bedel hem Trabzonspor hem milli takım teknik direktörlüğü görevinde olduğu sırada tezahür eder. Milli takımımızın 1-0 kaybettiği Türkiye-Galler maçında hem Özkan Hoca hem de milli takımdaki Trabzonsporlu futbolculara yönelik "Trabzon dışarı" tezahüratları yankılanır stadyumda. Bu organize bir provokasyon mudur yoksa kendiliğinden mi gelişmiştir bilinmez. Ama anlaşılan o ki zamanın ruhu buna uygundur. Yani toplum bu slogana teşne hale gelmiş veya getirilmiştir. Bu olaydan birkaç ay sonra Özkan Hoca, Trabzonspor dergisine "Trabzon Dışarı" başlıklı hayli sert bir yazı yazarHikayeyi bize belgeleriyle hatırlatan Trabzonspor çalışanı sevgili Ahmet Karaosmanoğlu'na teşekkürlerimizle devam edelim. Benzer süreçleri Türkiye'de beklenin üstünde çıkan herkes yaşayabilir. Bu kabulle birlikte bununla mücadele etmenin, küsmemenin veya doğru reaksiyonun yollarını aramak Trabzonsporluların öncelikli meselesidir, olmalıdır. Lafı uzatmadan yazalım. 1982 senesinde Özkan Sümer o yazısını "Trabzonspor dışarı çıkacaktır, ülkeyi temsil göreviyle, haysiyetiyle" diyerek bitirir. Aslında bu kendi camiasına bir yol haritasıdır. Bu sıkışıklıktan bu üstüne gelmelerden nasıl çıkılacağına