Ah bu Trabzonlular

Yeni Şafak ERDAL HOŞ - Ah bu Trabzonlular...Anlaşılan her sene bir kez de olsa 'Trabzonluluk' yazısı yazmak şart olacak.Öncelikle bu sayfa bir spor sayfası ve köşenin yazarı da futbol yazarı olduğu için mevzuyu futbola bağlayarak başlayalım.Türkiye'de ciddi bir göç sosyolojisi çalışması yapılsa kuvvetle muhtemel ortaya çıkacaktır ki neredeyse 3. Kuşak göçmen Trabzonluların dahi memleketleri ile bağlarını korumalarının sebebi büyük ölçüde Trabzonspor'dur. Trabzonspor, ülkenin ve dünyanın her yerine dağılmış insanların memleketle bağını tazeleyen, hatta güçlendiren bir unsur. Dolayısıyla "ne bu ya her yerde Trabzonlular" isyanının nicelikten ziyade görünürlükle bir ilgisi var. Bir de bordo mavi kravat meselesi var ki o aslında lacivert takım elbiseye en uygun kravat renklerinin bunlar olmasından dolayı. Yani her bordo mavi kravat takan Trabzonsporlu değildir efendimBununla beraber Trabzonspor var olmadan önce de Trabzon'un 'cins insanlar' yetiştirdiği bir gerçek. Rus işgali sırasında Rus generalin, "Devletleri orduyu geri çekmiş, biz zulmetmek şöyle dursun yollarını yapıyor, imar ediyoruz ama hala çetelerle bize karşı koyuyorlar ne cins insanlar" sözlerinden başlayabiliriz mesela. Veya Atatürk'ün Samsun'a çıktığında Anadolu'ya geçmek için beklediği milislerÜlke siyasetinde Trabzonluluk görünürlüğünün AK Parti ile başladığı da ciddi bir yanılsamadır. İttihat ve Terakki'nin en güçlü olduğu şehirlerden biridir Trabzon. Keza 1980'e kadar merkez sağ partilerden çok, kuruluşundan itibaren Cumhuriyet Halk Partisi kadro ve hükümetlerinde Trabzon ağırlığı gözlenir. Bürokraside ön plana çıkmaları da temel olarak iki nedene dayanır. Öncelikle tarihsel olarak bir eğitim kültürü. Of, Çaykara medreselerinin sonraki döneme etkisinin olması kadar tabii ne olabilir Hatta Anadolu'nun Türkleşmesinden önce bölge yine en iyi rahiplerin yetiştiği bölge olarak bilinir. Yani meselenin coğrafya ile ciddi bir ilgisi var. Peki neden hala bürokraside bu yoğunluk var Cevabı çok basit aslında, kırsal kesim okumak zorundaEn kısa yoldan okuyup edinilecek meslek de öğretmenlik. 1950'ler sonrası Trabzon'un doğusunda her köyden 10'larca öğretmen çıkması 'lobi faliyeti' falan değil yani. O öğretmenlerin çocukları da 70, 80 ve 90'larda doğal olarak başka şansları olmadığı için eğitimle sınıf atlama yolunu seçip bürokrat oldular. Mecburlardı çünkü Misal bu satırların yazarı da aynı yoldan geçmiş ama "ben memur olmayacağım" deyip üniversite sonrası ticareti deneyip başarısız olmuş biridir.Daha önce birkaç