Atatürk - Vahdettin - Venizelos...

15 Mayıs 1919. Yunan askeri İzmir'e çıkar. Amaç, Anadolu'nun Yunanistan tarafından işgal edilmesidir.Yunanistan Başbakanı Venizelos mimarı olduğu "megalo idea"yı (büyük amaç) yürürlüğe koymuştur.Hareketin arkasında İngiltere vardır.O gün gazeteci Hasan Tahsin önde yürüyen Yunan askerini tabancasıyla ateş ederek vurur ve hemen orada şehit edilir."İlk Kurşun" atılmıştır.19 Mayıs 1919'da General Mustafa Kemal Samsun'a ayak basar. Bu da Kurtuluş Savaşı'nın "İlk Adım"ıdır.Alev Coşkun'un gazetemizde 19 Mayıs 2022 tarihinde yayımlanan yazısını dikkatle okuyunuz.Bu çok önemli yazısında Alev Coşkun, görevi alırken Sultan Vahdettin'in Mustafa Kemal'e "vatanı kurtarma" görevini ima ettiği savlarına karşı gerçeği açıklıyor.Mustafa Kemal, Samsun'a çıktığı andan başlayarak "milli egemenliğe dayanan kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak" amacı için girişimlerine başlar.Bunu izleyen istihbaratı üzerine İngiliz generali Milne, padişahın hükümetine nota vererek "Mustafa Kemal'in geri çağrılmasını" ister. İşbirlikçi hükümet derhal Mustafa Kemal'i geri çağırır. Tarih 6 Mayıs 1919. İlk adımdan 19 gün sonrasıdır.Mustafa Kemal kararını vermiştir: Geri dönmeyecektir. Milli direniş örgütü kurulacak ve ülke çapında vatanı kurtarma çalışmaları sürdürülecektir.23 Haziran 1919'da İstanbul hükümeti, Mustafa Kemal'i görevinden azledecek, 8 Temmuz'da da ordudan çıkarılarak rütbeleri alınacaktır. İşte, Sultan Vahdettin bunları yaparak İngilizlerle işbirliği içinde kendi saltanatını kurtarma peşine düşmüştür.Mustafa Kemal artık sadece kendi iradesiyle "vatanı kurtarma" idealine katılan asker ve sivillerle "Kuvayı Milliye" gücünü kuracak ve düşmanı yenerek yeni Türk devleti mucizesini gerçekleştirecektir.YENİ TÜRK DEVLETİBu mucizenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, karşısındaki düşmanı yenmiş, yanındaki engelleri de aşmıştır.Vatanı kurtarırken yanında olan kişilerin bazıları "saltanat kaldırılırken" duraklamış, kimileri de "hilafet kaldırılırken" çekingen kalmışlardır. Yanında sadece İsmet İnönü ile hiç kimseyi dışlamadan yürüyen Atatürk, zaman içinde ne denli haklı olduğunu herkese kabul ettirmiştir.Laik Cumhuriyet, uygarlığın temeli olan özgür aklın yolunda, bilimin öncülüğünde, kadın erkek eşitliğinde, laik eğitimle kurulmuştur.Günümüzde ona karşı çıkanlar, ülkeyi dogmaların yoluna sokmaya çalışan din sömürücüleri ile onlara yanaşık yürüyen liberaller gerçeklerin dışına düşmüşlerdir.AKP yönetiminin ülkeyi cendereye sokan tutumu ile giderek yalnızlaşması, yüz yıl önce kurulan "yeni Türk devleti"ni hilafetçi bir sultanlığa dönüştürme çabalarının