Ercan Yıldız

Türkiye

Santrforu olmayınca

Galatasaray bu sezon direkt hücum anlayışıyla oynuyor. Kısaca anlatmak gerekirse plan şu şekilde: Savunma uzun topla, meşin yuvarlağı üçüncü bölgeye yollar. Top kontrolü sağlanırsa hızlı şekilde direkt kaleye gidilir. Eğer top rakipte kalırsa presle kapıp, yine hızla kaleye gidilir. Düne kadar bu taktiğe sadece Konyaspor ve kupada Başakşehir çözüm

Haksız rekabet!

Gazetelerde yazılıyor, televizyonlarda sık sık dillendiriliyor, "Ligde kıyasıya şampiyonluk yarışı yaşanıyor." Sakın inanmayın; çünkü alakası bile yok. Fenerbahçe ile Galatasaray arasında sadece ciddi oranda haksız rekabet yaşanıyor. Baksanıza, bir tarafın golcüsü, bonservisine 60 milyon avro ödenmiş Mauro Icardi. Diğer tarafın santrforu ise Süper

Icardi, yaptı taşikardi!

"Cesurlar akılda, korkaklar yarı yolda kalır" demişler. İşte bu söz derbinin özeti gibiydi. Ev sahibi Okan Buruk, dev maçta Kerem ile Yunus'u kulübede oturtup formayı Barış Alper'e verme cesaretini gösterirken, misafir hoca Şenol Güneş, takımını üçlü orta saha ve oldukça kontrollü bir oyun anlayışıyla sahaya sürdü. İlk 15 dakikalık bölümde Beşiktaş

Palabıyık doğradı!

Okan Buruk, geçen hafta Kayserispor'a karşı ön bölgenin tamamını sosyete oyuncularla doldurunca, bunun faturasını da 2-1'lik mağlubiyetle ödemişti. Tabii Galatasaray Yönetimi de bu yanlış tercihleri sorgulamak yerine, geçer akçenin TFF'ye had bildirmek olduğunu bildiğinden kolayı seçmişti. Hani derler ya "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" di

Aranan kan Okan değil!

Teknik adamların takım üzerindeki payının ne kadar olduğu, çok konuşulan ancak net sonuca varılamayan bir konudur. Başarıyı herkes sahiplenir. Başarısız olanların ise bahaneleri bitmez. Okan Buruk da çözüm üretmek yerine 15 günlük boşlukta her fırsatta 83 kuralından, Yusuf Demir'in Türk olduğundan bahsedip durursa, Kayseri'deki sonuç da kaçınılmaz

Tayyip de olmasa

"Futbol basit bir oyundur, zor olan ise basit futbol oynamaktır." Giresunspor-Beşiktaş maçını izlerken Johan Cruyff'un bu veciz sözü geldi aklıma. Sadece gole yakın üç oyuncusu (Dele Alli, Weghorst ve Redmond) toplam piyasa değeri 43 milyon avro olan bir takım, 27 kişilik geniş kadrosunun toplam piyasa değeri 17,3 milyon avro olan rakibine üstünlük

Aslan İtalyan çukuruna düştü

Adana Demirspor'un teknik patronu Vincenzo Montella, dört eski Aslan'ı on birde sahaya sürerek, bir nevi yeni Galatasaray'ın eski Galatasaray'a karşı maçını izletti. Aynı İtalyan, santrforunu da kulübede oturttu ve 4-6-0 tercihiyle oyunu göbekte çoğalarak kilitledi. Adana'da gol yükü doğal olarak Onyekuru, Emre Akbaba ve Belhanda'nın üzerindeydi. A

Beraberliğe sevindiler!

Evet; Uğurcan, Hamsik, Bakasetas, Abdülkadir ve Visca çok önemli eksikler ancak beş oyuncunun yokluğu, "şampiyon" unvanlı Trabzonspor'u sıradan bir takım hâline getirmesi için yeterli midir Abdullah Avcı, zaten takım savunmasını hayli geride kuran bir teknik adam. Orta sahanın göbeğinde teknik kapasiteleri düşük Siopis ile Dorukhan ile oynamak zoru

Sözde derbi özde kör dövüşü

Tamam, bir Real Madrid-Manchester City maçı performansı beklediğimiz yoktu ama bu kadar da kötü futbolu hak etmemiştik. Sahadaki 22 oyuncunun ortalama piyasa değeri 100 milyon avro üzerindeydi ama gel gelelim izlettirdiklerinin halı saha futbolundan farkı yoktu. Henüz başlama düdüğüyle birlikte sahaya atılan yabancı maddeler; Oyuncuların kör dövüşü

Enerjik Aslan!

Tam dokuz gün önce Konyaspor deplasmanında tel tel dökülen Galatasaray, hemen ardından Nou Camp'ta dünya devi Barcelona'yı çaresiz bırakan "Çanakkale Geçilmez" oyunu oynamıştı. Beş günlük süre içinde takımın enerjisinin yükselmesi dikkat çekiciydi. Ancak en çarpıcısını dün akşam Beşiktaş derbisinde izletti sarı kırmızılı futbolcular. Sanki bir ener