King'in taç giyme töreni!

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Ezeli rakibi Şampiyonlar Ligi'nde Dünya Devi'ne Manchester'i dar edip 14 x 14 fiyakasını gölgeleyince, Fenerbahçe'nin yüreğine kar yağdı. Tadı kaçtı resmen.
Fenerbahçe Yönetimi ezeli rakibe ekrandan salvo yaparken, Fenerbahçe takımının Spartak Trnava'ya tam saha pres değil, tam saha hücumla saldırması beklenirdi.
İçeridedışarıda "Tora Tora" bunu gerektirirdi
Lakin, "ederi" Fenerbahçe'den çok az olmasına karşın Spartak Trnava "kağıt helva" değildi. Savunma yaparken hızlı kanatları ile her an kontrataka hazırdılar.
Tadic, Dzeko, Syzmanski, Fred, Djiku, Ferdi hatta kaleci Livakovic yedek kulübesindeyken, Fenerbahçe'nin kalitesi değil Spartak Trnava'nın beşli savunma önüne koyduğu dörtlü set ile Fenerbahçe'ye şut fırsatı bile vermemesiydi ilk yarının hikayesi.
Tabi bir de Alman hakemin temaslı ve sert oyuna formadan çekmeyi, dirseği, boğaz sıkmayı ekleyen Spartak Trnava'ya göz yummasıydı.
Oysa Fenerbahçe Zajc-Crespo-Mert Hakan'dan kurulu güçlü, iyi çalışan bir orta sahaya sahipti. Kanat bekler Oosterwolde ve Osayi gerçekten iyi oynuyordu. King istekliydi. Takım saat gibi işliyordu. Ama dalgakıran gibi Trnava savunmasını aşmak için ya tükenmelerini beklemek ya da kulübedeki özellikleri olan futbolcular gerekliydi.
Maçın yarısında rakibin üç katı topla oynasa da Fenerbahçeli futbolcular "pas gevezesi" olmaktan öteye gidemediler ve buldukları nadir fırsatları yanlış tercihlerle heba ettiler. Becao'nun bireysel hataları da cabası.
İsmail Kartal Syzmanski, Djiku, Fred'i alıp Becao, Mert Hakan ve Zajc'ı çıkardığı son yarım saate gelene kadar ikinci yarıda baskın oynamasa da kafa tutan bir Trnava vardı. Hem savunmadan vazgeçmemişler hem de kontrataklarını sıklaştırmışlardı.
Yıldızlar girdi ama ilginçtir, Fenerbahçe'nin golünü atanlar ilk 11'dendi. Önce Kent asist yaptı King attı. Hem de bayram günü Anadolu Otogarı kadar kalabalık Spartak Trnava savunması arasından