Kötü alışkanlık

Dünya Kupa'ndaki heyecanlı maçlardan sonra ligimizin iki şampiyonluk adayı Trabzon Fenerbahçe müsabakası da Katar'ı aratmadı. Şut yüzdesi düşük olsa da temposu çok yüksek bir maçtı. Açıkça söyleyeyim daha maç başlamadan önce arkadaşlarla sohbet ederken Fenerbahçe'nin, Trabzon'da mağlup olmayacağını tahmin ettiğimi söyledim. Zira Jesus'un rakibe göre bir taktik anlayışla sahada olacağından emindim. Savunma güvenliğini riske atacak hamleler yerine, kaybetmemek üzerine bir düşünce taşıyacağını düşünüyordum. Maç başladığında da bunda yanılmadığımı gördüm. Nitekim Jesus da Szalai, Henrique ve Serdar'dan oluşan 3'lü defansın kanatlarına Osai ve Ferdi'yi monte ederek Trabzon ataklarında 5'li savunmaya dönüyor, iki ön libero Arao ve Crespo'yla rakibi durduracak bir taktık anlayışa bürünüyordu. 5'li defansın en büyük amacı da rakibin kanatlardaki etkili oyuncuları Trezegut ve Visca'nın hücumlarını önlemeye yönelikti. Bu taktik de Crespo oyundan atılana kadar başarıyla uygulandı. Fenerbahçe'de ilk yarı boyunca 5 şutun hepsinin isabetsiz oluşuna karşın, seyirciyi heyecanlandıran King'in uzaktan akıl dolu, sert plasesiydi. Eğer bu vuruş gol olsaydı 2022'nin en iyi gollerinden biri olurdu diye düşünüyorum. Fenerbahçe'de Ferdi, Crespo, Osai ön plana çıkan futbolcular olurken, hayal kırıklığı ise rfan Can'dı. Trabzon'da ise Bakasetas, Trezeguet, Abdülkadir'in güzel futboluna karşın, futbolcu kimliğini çok beğendiğim Visca sahada hiç yoktu. Hele ikinci yarıda Trezeguet'in 'Al da at' diye verdiği pasta ayak içi vuruşu yapabileceği en kötü golcü vuruşuydu. Altay'ın