Klasik hastalık...

Ligde artık final haftalarına yaklaşıyoruz. Haliyle stres ve gerilim de yükseliyor. Bu durum da hataları beraberinde götürüyor.Fenerbahçe'den bir gün önce oynayan Galatasaray'ın, Karagümrük karşısında sürpriz puan kaybı, Sarı-Lacivertliler'in arayı kapatması için bir fırsat verdi. Haliyle İstanbulspor maçının önemi de arttı. Fener'in bu fırsatı değerlendirme olasılığı kâğıt üzerinde yüksek gözükse de maçların sahada kazanıldığını hatırlatmakta yarar var.Haddini bilerek oynayan ve hata kollayan İstanbulspor'a karşı beklediğimiz gibi coşkulu ve önde basan bir Fenerbahçe vardı. Ancak buna rağmen ileri uçtaki oyuncular kaleye gitmekte ve şut atacak boşluklar bulmakta zorlandı. Zaman zaman penaltı için zorlamalar olduğunu da gördük.İstanbulspor'un yakaladığı kontratağı kötü kullanması, Fenerbahçe'nin geriye düşmesini önlerken, genç kalecinin hatası öne geçmesini sağladı. Fenerbahçeli Mert Hakan ve Arda Güler'in ikisinin bile adaşı olan Mert, Arda, Emre Mor'un şutunu sektirerek Arda Güler'e pozisyon hazırladı. Arda da çok atik bir şekilde araya girip, golü yaptı.Bu dakikadan sonra Fenerbahçe için maçın daha kolay geçeceğini bekliyorduk ama öyle olmadı. İstanbulspor beraberlik golünü arayan ve öne çıkan bir anlayışa dönmedi. Savunmaya ve kapanmaya devam etti. Tek farklı mağlubiyeti koruyarak 1 puan için bir fırsat bulabilir miyim anlayışıyla kendi sahasında kaldı.Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır diyerek İstanbulspor'un bu anlayışına saygı göstermekle birlikte, futbolun seyir zevkini öldüren bu anlayışı hiç bir zaman onaylamadım. Elbette güç dengeleri İstanbulspor'un aleyhine ama futbol her zaman yıldızların değeriyle kazanılan bir oyun değil. Bunun en güzel örneğini Karagümrük lider Galatasaray karşısında