Canlar, sizden üç şey bekliyor

Konya ve Ankara'daki barınaklarda can dostlara yönelik şiddet görüntüleri geçen hafta tüm ülkeyi ayağa kaldırdı. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İzmir Temsilcisi avukat Senem Demirel Acar, "Sokakta yaşayan can dostların sorunlarının çözümünü bekliyoruz. Suçlular cezasını çekene kadar davanın peşini bırakmayacağız" dedi. Ağızları olup konuşamayan, bakışları ve hareketleriyle insanoğlundan yardım bekleyen bu dostlarımıza yapılan zulüm, gerçekten yürekleri dağladı. Sadece mama, su ve sevgi bekleyen dostlarımızın son zamanlarda başına gelenler, Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Ben de evimde Zahar ismini verdiğimiz bir kedi besliyorum, oğlum da sokaktan yaralı bulduğu, bakımını ve gerekli tedavilerini yaptırdıktan sonra Pofi adını verdikleri can dostu barındırıyor. Gazetemizde de Çiçi ismini verdiğimiz bir can dostumuz var. Ama ne dost bunlar sormayın! Geçtiğimiz aylarda sabah gazeteye gelirken, kahvaltı için gevrek ve boyoz almıştım. Çiçi, araçtan indiğimde yanıma geldi. Hemen elimdekileri çam ağacının altında böldüm, sonra yemesi için yanıma çağırdım. Gazeteden içeri gireceğim anda da yanımda bitti! Şaşırmıştım, acaba niye geldi diye Ne yaptı biliyor musunuz Elini uzattı, resmen gevrek ve boyoz için teşekkür etti. Yaptıklarına inanamadım. "Acaba bunu kaç insan yapardı" diye mırıldanmaya başladım! Sonrasında, tüm gazete Çiçi'yi sahiplendik. Meslektaşlarım her sabah gelirken mutlaka mama ve çeşitli yiyecekler getirip, Çiçi'nin karnını doyuruyordu. 24 saat gazetemizin önünde veya içinde barındırmaya başladık. Haa, korkan arkadaşlarımız yok mu, tabii ki var. Onlara da hayvan sevgisini aşılamaya çalışıyoruz. Seviyorlar ancak üzerlerindeki korkuyu atamamışlar, zaman içinde bizim gibi olurlar diye düşünüyorum. Ne olur, bu canlara vurmayın, bu canlara kıymayın! Yolda giderken bile dikkatli araç kullanın, canlarını almayın... Onlar sizden üç şey bekliyor. Su, mama ve sevgi. Bu üç kelimeyi ne olur unutmayın, aklınızın bir köşesine yazın!Zeytinin ardından şimdi de mandalinaAyvalık, zeytinin önemli merkezlerinden biri. Özellikle de bir zamanlar ilçe olan, şimdi de mahalle statüsü ile Ayvalık'a bağlanan Altınova, zeytincilik konusunda ihtisasını yapmış. Altınova'da altın sıvı ile içli dışlı olan Hüseyin Bozkurt, eşi Nursel Bozkurt ve kızı Hatice Yeşilkaya'nın yılın 12 ayını zeytin için harcadıklarını biliyorum. Bilgi ve birikimini Köy TV'de üreticilerle paylaşan Hüseyin Bozkurt, zeytin ve yağın ne olduğunu, hasadın nasıl yapılması gerektiğini, hangi bölgede kaç çeşit zeytinin bulunduğunu, tabiri caizse ağaç sayısını ve yaşlarını rakam vererek tek tek anlatıyor. Zeytine bu kadar değer verildiğini Bozkurt Ailesi'nde gördüm. Kızı Hatice, perakende satışın, annesi zeytin üretiminin başında bulunuyor. Yani, ailece zeytinci Bozkurtlar. Ancak, bu yıl biraz dertli olduklarını belirtiyor Hüseyin Bozkurt, "Zeytin meşakkatli bir ürün. Toplanması, yağının çıkarılması zaman alıyor. En önemlisi de zeytinin hasadı. Bu sezon hırsızlardan yana başımız dertte. Yaklaşık iki ton ürünümüz çalındı. Öyle bir formül bulmuşlar ki, geceyarısı bahçemize giren bir grup,