Yüreğini serinlet hanım

Biz askere sessiz sedasız gitmiş, sessiz sedasız gelmiştik. Ortada yaygarası koparılacak bir şey olmadığını düşünüyorduk. Hiç de mutlu değildik giderken. Ama gelirken "Muhabbet iyiydi, biraz daha kalsaydık" dediğimiz de olmuştur. Kaldı ki bizim giderken "konvoy oluşturacak" lumpen arkadaşlarımız da yoktu. Şimdi lumpenler bir de yol kesiyorlar, bir de sağa sola ateş ediyorlar... Bu tabii varoşlarda yaşanıyor. Niçin bu kadar seviniyorlar Askere giden "esas çocuk" da o kadar seviniyor mu bakalım Konvoy yolu kapatıyor, bu arada bol bol "drift atılıyor"... Marşlar söyleniyor, sonra tabancalar çekiliyor, havaya ateş ediliyor. Her zaman da havaya değil tabii, kimi zaman birisinin üstüne. Düğünlerde "damat vurmak" gibi bir gelenek var, burada da asker vurmak oluyor mu Yahu o çocuğu PKK vuracaktı da şehit olacaktı... Ya da Yunan askeri falan işte. Siz çocuğu daha savaşa giremeden yok ettiniz. Temel eğitim bile alamadı. Kime çalışıyorsunuz Kimseyi bu şekilde öldüremezse ya eşini öldürüyor ya sevgilisini. Sorarsan kader kurbanıdır... "Ruhunda artakalmış vahşet hissi"... Andre Maurois öyle derdi. Bu rezilliği sağcılara özgü sanmayınız. Solda da çok görülmüştür. Yetmişli yıllarda birbirlerini öldürmekten özel bir zevk alıyorlardı. Amerikan gizli servisi, ruhlarında