Fenerbahçe pes etmez!

Bir Avrupa maçında, hele hele Rennes gibi genç, dinamik, fizik kalitesi yüksek, ayağa tek topu hızlı ve etkili oynayan bir takıma karşı 3-0'dan 3-3'ü yakalamak kolay iş değildir. Aslında bu ikinci geri dönüş oldu. Beşiktaş, Benfica maçında benzer şekilde geriden gelmişti. Ama rakip Fenerbahçe'ye bu kez daha iyi çalışmış ve Sarı-Lacivertlileri kendi silahıyla vurmayı başarmıştı. İşte bu durumda bile sahadan puan çıkartabilmek özgüven ve doğru idare ile olur. "Fenerbahçe teknik direktör takımı oldu" derken, Jesus'un kazandırdığı "asla pes etmeme duygusuna" özellikle vurgu yapmak gerek. Portekizli teknik adam bu arada bir başka şeyi de başarma yolunda. Fenerbahçeli taraftarlar, kupasız geçen yılların baskısıyla çabuk panikleyen, çabuk tepki veren, takıma katkısı sınırlı bir görüntüye bürünmüştü. Jesus'un, "Futbolcuma verdiğiniz tepki, bana verilmiş sayılır. Bu ortamda olmak istemem" diyerek, "Aslında kalmaya niyetim var ama böyle olacaksa giderim" tehdidinde bulunmasını çok önemli görüyorum. Taraftar bu resti algılayıp, kendisine çeki düzen verecektir. Camia tek vücut olursa takım asıl o zaman pes etmez. YAZMASAM OLMAZDI Bence Ali Palabıyık felaketi ile hak ettiği övgüyü yeterince alamamış büyük bir iş var. Alanya maçında Galatasaray tribünlerinin Cumhuriyet ve 29 Ekim coşkusunu anlatan koreografisi uzun yıllardır gördüğüm en güzel, en anlamlı şovdu. Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum. Bu arada kulüplerimizin Cumhuriyetimizin 100. Yılına atıfla yaptığı logolarını da unutmamak gerek. Galatasaray'ın sloganı, Fenerbahçe'nin ise sonsuzluk vurgulu görseli hoşuma gitti. Ama Sarı-kırmızılı kulübün logosu için küçük bir uyarım olacak. Türk bayrağının şekli, ay ile yıldızın konumu hiçbir koşul altında değiştirilemez. Acaba bir de bu gözle bakıp, sıfırın içindeki ay-yıldızı değiştirseler olmaz mı Bu haliyle Tunus bayrağından pek farkı kalmamış çünkü. HAKEM KULİSİ Neredeyse sezon başından beri hakemlerle yatıp, hakemlerle kalkıyoruz. Hemen her maçtan sonra hakem kalitesini, hakemlere güvenin kaybolduğunu, yapılan kulisleri ve TFF'nin işinin zor olduğunu konuşuyoruz. Aslında en çok, "Yeni hakemlerin gelebilmesi için ne yapılıyor" sorusunu sormak ve sorgulamak gerek. Çünkü durum gayet vahim. Örneğin bir hakemin FİFA kokartı takması için İngilizce düzeyinin upper intermediate olması gerek ama duyduğuma göre bizimkilerin sınavında intermediate seviyesini gören bile yokmuş. Yazılım falan derken eğitimi unuttuk. Yazılım demişken... Ali Palabıyık cezadan çıkıp Galatasaray maçına verilmişti ya... Meğer maçtaki yardımcılardan biri de aynı şekilde cezadan çıkıp bu maça atanmış. Vah yazılım vah. Unutmadan... Bizim yazılım derbiye de şimdiden Halil Umut Meler'i yazmış galiba. Belli ki hızlı yazıyor! KALDI İKİ Okan Hoca açısından Karagümrük galibiyeti elde var bir oldu. Ama Beşiktaş ve Başakşehir maçları çok daha zor geçecek. Okan Buruk'un Dünya Kupası arasını sorunsuz şekilde görebilmesi için bu iki karşılaşmadan en az dört puan çıkartması gerek. Karagümrük maçında çok pozisyona girmek umut verici, çok kaçırmak tedirgin edici oldu. Galatasaray'ın oyun olarak