Türkler ve Kürtler demokrasi için anlaştı

Önce Kürt seçmenlerin temsilcisi olan ve Türkiye partisi haline gelmeye çalışan HDPYSP, Demokratik Rejimi savunan Kılıçdaroğlu'na desteğini açıkladı.Daha sonra, Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz de desteğini belirtti ve Türk Milliyetçiliğinin temsilcisi olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu ile destek protokolü imzaladı.En sonunda dün, Kılıçdaroğlu ile Özdağ arasında imzalanan protokolün ışığında çekinceleri olması beklenen HDPYSP, çekincelerini dile getirmekle birlikte, topyekûn sandığa gitme çağrısı yaptı.Böylece benim yıllardır "bir rüya" olarak dile getirdiğim, "Demokratik Rejim uğruna Türk milliyetçiliğini temsil edenlerle Kürt milliyetçiliğini temsil edenlerin uzlaşması" için bir umut doğmuş oluyor!Dün bu sütunda Ümit Özdağ ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında imzalanan protokolün metnini yayımlamış ve irdelemiştim.Bugün de HDP Eş Başkanı Pervin Buldan'ın açıklamasını yayımlıyorum."28 Mayıs'ta önümüzdeki yılları sonuçları itibarıyla şekillendirecek bir seçime giriyoruz.21 yıl boyunca aşama aşama tek adama bağlı bir sistem inşa eden totaliter, mutlak iktidar yanlısı bir anlayış ve yapıyla karşı karşıyayız.İşte bu yüzden 28 Mayıs seçimi sisteme yönelik demokratik değişimden yana olanlarla bu tekçi rejimi sürdürmek isteyenler arasında bir referandum olma özelliğine sahiptir.Israrla vurguluyoruz; Kürtlerin politik iradesine kayyımlar yoluyla ipotek koyanlar, aynı zamanda bütün Türkiye halklarının haklarına ve özgürlüklerine de ipotek koyanlardır.Kürt sorununun çözümsüzlüğü toplumun çıkarına değildir. Bu çözümsüzlük oyunu bozulmadan, Cumhuriyet demokrasi ile bütünleşemeyecektir.Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken bizler, her ne koşulda olursak olalım, halkın iradesini tüm iradelerin üstünde tutacağız.Ortak ve eşit bir demokratik gelecek için mücadelemizi sürdüreceğiz.Yine belirtelim ki, göçmen veya mültecileri siyasi çıkarların malzemesi haline getirmek yanlıştır ve insani değildir. Bu tablonun sorumlusu mağdur olan göçmen ya da mülteciler değil doğrudan doğruya savaş politikalarında ısrar eden, ekonomik ve siyasi rantı için sığınmacıları araçsallaştıran iktidardır.Mülteci ve göçmen sorunu ancak savaş politikalarına karşı güçlü bir barış mücadelesi verilerek çözülür.Önemle altını çizmek isteriz ki hiçbir siyasi hesap ve çıkar yoksul, emekçi halkların, kadınların ve gençlerin geleceğinden daha kıymetli olamaz.Erdoğan ve ortakları tarafından yaratılan bugünkü ucube rejim, yaşanan toplumsal sıkıntıların da temel sebebidir.28 Mayıs seçimlerinde oylanacak olan da bu ucube rejimin devam edip etmeyeceğidir.14 Mayıs seçimlerinde demokratik değişim ve refah talebi güçlü bir şekilde sahiplenilmiş ve bu talep sandığa da yansımıştır.Bugünkü sistem karşısında birleşen milyonlarca oy, daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok refah