Bir daha Şenol Güneş yazmak istemiyorum

Evet böylesi bir giriş yapmak istemezdim ama hakikaten artık sıkıldım bu durumdan... Tüm kulüplerimizin her başı sıkıştığında, ahbap-çavuş ilişkisinden dolayı takımlarımızın başına getirilen artık futbol konusunda emekli olmalarını beklediğim geçmiş yılları başarılarla dolu bu isimleri artık konuşmak hakikaten istemiyorum...

Nedenine gelince.. Artık Şenol Güneş'ler, Fatih Terim'ler ve hatta Mustafa Denizli'lerden medet ummak bizim Türk futbolu için bir gıdım bile ilerlememize vesile olmayacaktır..

Evet kabul ediyorum önemli figürlerdi ama bitti, evet yanlış duymadınız bitti.. Bu kadar basit saygı duyup artık yeni ve genç jenerasyonların önünü açma vaktidir...

Gelelim Beşiktaş'taki Lugano faciası sonrası yaşananlara.. Evet takım dün fikstür şansının yardımıyla bu sene Süper Lig'den düşmesi muhtemel İstanbulspor'u 2-0 yenerek yaralarını sardı... Özellikle Beşiktaş taraftarının 5 dakikalık protestosu bize hâlâ sıcak günlerin bizi beklediğinin göstergesi olarak duruyor. Tabi şu aşamada Burak Yılmaz'a emanet edilen bir takım ve milli araya girdiğimiz bir dönem var... Adı geçen isimler var elbette ama ortada da belirsiz bir yönetim ve olağanüstü kongre süreci var.. Hepsi böyleyken, bir teknik adamın takımın başına getirilmesi ne kadar doğru olacak onu zamanla göreceğiz...

Ve en önemlisi Şenol Güneş'in istifası konusu yine her zaman olduğu gibi Sayın Güneş'in bana göre çok geç aldığı bir kararlar bütünüyle sonlandı... Hatırlayalım, Euro 2020 kardeş ülkemiz Bakü'de oynanan İsviçre ve Galler maçları sonrası istifasını beklediğimiz o dönemin A Milli takım teknik direktörü Şenol Güneş istifasını vermemiş ve Hollanda'ya karşı alınan 6-1'lik hezimet sonrası lütfen istifa etmişti...