Korkumuz yok

Avrupa kara kara düşünüyor! Çok sert tasarruf tedbirleri alıyor. Paniğe kapılan siyasetçilerden akla zarar tavsiyeler geliyor. Çünkü kış yaklaştı, korku dağları sardı... Gazetelerine, dergilerine bakıyoruz. Artık onlar da gerçekleri bütün açıklığı ile ortaya koyuyor. Yapılan haberlerde genellikle "Bitti o eski günler. Bu kış çok zor geçecek, hazır olun" havası hakim. Var mı bizde böyle bir panik havası Tabii ki yok. Enerjide tedarik sorunu yaşamıyoruz. Kendi enerji kaynaklarımız yeterli olmasa da Rusya, Azerbaycan ve diğerleriyle herhangi bir sıkıntımız bulunmuyor. "Ya vanaları kaparlarsa" türünden bir düşünce içinde değiliz. Onlar gibi önümüzdeki günlere karamsar bakmıyoruz. Üstelik depoları da doldurduk. Tuz Gölü ve Silivri'deki doğalgaz depolarımızda 6 milyar metreküp yedek rezervimiz var. En kötü şartlara bile hazırlıklıyız. Kısacası, doğru politikalar uyguladık, biz bu süreci gayet iyi yönettik. Geriye bir tek fiyat sorunu kalıyor... Evet, dünya fiyatları çok yüksek. Son dönemde astronomik miktarlar ortaya çıktı. Enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğumuz için, bu fiyatlar herkes gibi bizi de etkiliyor. Hatta pek çok ülkeden daha çok etkiliyor. Çünkü nükleer santrallar için adım atmakta da arama faaliyetlerinde de geç kaldık. Son dönemde oldukça önemli adımlar atıldı, ama yılların ihmalini ve açığını kapatmak kolay değil. İşte bu noktada devlet devreye girdi, elini taşın altına koydu... Mesela, doğalgazda vatandaşın faturasının yüzde 80'ini devlet karşılıyor. Maliyetin sadece yüzde 20'si halka yansıtılıyor. Yani, 5 bin liralık maliyetin sadece bin lirası vatandaşa yansıtılıyor. 4 bin lirası devletin kasasından çıkıyor. Düşünün!.. Eğer bu destek olmasaydı, vatandaş bin lira yerine 5 bin lira fatura ödeyecekti Biz bir metreküp doğalgazı sadece 5,7 liraya kullanıyoruz. Ama Berlin'deki bir tüketici Türk parası ile 43,3, Amsterdam'daki bir Avrupalı 66,6 lira ödüyor. Şimdi kimse "Ama onlar Avro ile aylık alıyorlar" demesin. Öyle bile olsa, ödenen miktar