Kolay ve ucuz

Evet, her şey çok ucuzladı ve kolaylaştı. Hayır, hayat pahalılığından ve günlük gailelerden bahsetmiyorum. Başka bir yere dikkat çekmeye çalışıyorum. Değerlerden ve kavramlardan söz ediyorum. Farkında mısınız, her gün onlarca örneğini görüyorsunuz. Televizyon kanallarında hepinizin gözleri önünde sergileniyor bu durum. Günlük hayatta sürekli olarak karşınıza çıkıyor: Adam, "milliyetçi" ya da "ulusalcıyım" diyor. Lafa geldi mi esip gürlüyor, mangalda kül bırakmıyor. Yeri geldiğinde tribünleri coşturmak için bağırıp çağırıyor... Buna karşılık milli değerleri ayaklar altına alıp paspas misali çiğniyor! Bir başkası Atatürk ve Atatürkçülük nutukları atıyor. Mustafa Kemal diyor, başka söz etmiyor. Sürekli olarak Kuvayı Milliye ve Milli Mücadele ruhundan bahsediyor... Sonra kendilerine "Mustafa Kemal'in itleri" diyenleri koruyup, kolluyor; onlara güzellemeler yapıyor! Mesela kendine "sol" ya da "solcu" adını verenler var. Her fırsatta fakir ya da fakirlik edebiyatı yapıyorlar. Dar gelirli kitleleri tahrik etmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar... Hemen ardından da emperyalist ve kapitalist ABD ve batının sözcülüğünü yapmaya başlıyorlar! Bir de "Müslümanlar" var. Ayaküstü 10 tane yalan söylüyorlar. Sosyal medyada iftira ve linç kampanyalarına katılıyorlar. Çoğunu cuma namazlarında bile camide görmek zor... Ama en iyi Müslüman onlar! Mesela, hayatında bir tek fidan bile dikmeyen, pikniğe gittiğinde çöpünü ortada bırakan "çevreciler" var aramızda. Ya da tasmasıyla köpeğini gezdirirken, yanına yaklaşan sokak köpeğini taşla kovalayan hayvan severler!.. Daha sayayım mı Maalesef, anlam, kavram ve kapsam karmaşası içinde bocalıyoruz. Bir değersizlik çamurunun içinde çırpınıp duruyoruz! Toplum bu hale geldiğine göre, siyaset müessesesi de bundan etkilenecek elbette. Siyasette de durum aynı. Çadır tiyatrosunda sergilenen illüzyon oyunlarına döndü siyaset. Seçmen kapmak, oy almak için her türlü oyun serbest, her çeşit madrabazlık mubah! Gün oluyor, şehir