Darbelendiler yine

Ne yapsak yaranamayız bunlara. Ne yapsak takacak bir kulp bulurlar. Hep öyle yaptılar zaten. Gün oldu, "Saray soytarısı" dediler. Gün geldi bizi "Emir eri" yaptılar. Hatta hızlarını alamayıp "İradeniz yok sizin" deyip, küfürler, hakaretler yağdırdılar... En alttan en tepeye kadar hepsine yansıdı bu tavır. Gazetelerimizi kapatacaklarını, ipleri ellerine geçirdiklerinde yargılayacaklarını söyleyenler bile çıktı. On parmaklarındaki on karayı ve "yandaş" karalamasını üzerimize bulaştırmak için çırpınıp durdular... "Sebep ne" diye sorarsanız çok basit: Kendileri gibi davranmadığımız, yalan dolanın peşine takılmadığımız, algı operasyonlarına alet olmadığımız ve milli bir duruş sergilediğimiz için! Kendileri gibi saldırmamızı istediler. Yapmadık tabii. "Eleştirmediniz mi" derseniz, eleştirdik. Üslubu bozmadan, çarpıma ve karartmaların içine düşmeden, adabıyla eleştirdik. Hem de çok eleştirdik... Yetmedi, çünkü istedikleri bu değil, kendileri gibi davranmamız ve kırmızı görmüş boğalar gibi saldırmamızdı! Şahsım adına konuşayım... Asgari ücret artışı oldu, desteledim. EYT düzenlemesinin ne kadar önemli olduğunu yazdım. Doğalgaz ve petrol keşiflerini alkışladım. İyi ve güzel olan ne varsa yanında yer aldım. Ama uyarıda da bulundum. "Bunlar güzel, fakat sırada emekli aylık artışları var" dedim: "En dezavantajlı kesim onlar. Mutlaka iyileştirme ve intibak lazım. Denizleri geçip derede boğulmayın." Bunu hem yazdım, hem de televizyonlarda defalarca söyledim. Yapılan düzenlemenin ardından da rakamlar vererek, yeterli olmadığını savundum. Ardından "yetmez, olmaz" gibi ifadeler kullanıp "Mutlaka telafi düzenlemesi yapılması gerektiğini" söyledim. Ne oldu.. Anında yapılmasını istediğimiz, beklediğimiz o düzenleme geldi. Dar gelirliler kazandı. Neymiş.. Demek ki gerektiğinde eleştiriyormuşuz! Demek ki yapılan saldırılar, acımasızca gelen suçlamalar ahlaki değilmiş! Eleştiriler yerinde, doğru ve yapıcı olduğu sürece karşılığı da alınıyormuş! O yüzden,