Çıldırdı mı millet

Ülkemize 2020'li yılların getirdiği yeni bir akım bu: Sosyal Medya Belediyeciliği! Önemli olan seçilmek, gerisi hikaye! Sonrası çok kolay: Yan gelip yatabilirsin. Arada tatil de yapabilirsin. Şehir felaketle boğuşurken il dışında bile olabilirsin. Hiçbir mahsuru yok. Çünkü yeni trend (Türkçesi eğilim) böyle. Sen değil, trollerin çalışacak. Şeyh yatarken müritler uçuracak... Karpuz misali, yattıkça şişeceksin. Yata yata büyüyüp irileşeceksin. Karpuz gibi için başka, dışın başka renk olsa da ne önemi var. Kimseye göstermez, belli etmezsin, olur biter. Zaten ajans var, o halleder bu işleri. Eskiden zordu bu işler. Misyon, vizyon ve çaba isterdi. Yeni akım tamamını sildi süpürdü. Her şey kolaylaştı şimdi. Sosyal Medya Belediyeciliği uçuruyor insanı. Hormon misali bir anda devleştiriyor. Bir bakmışsın zıplayıvermişsin. Göz açıp kapayıncaya kadar büyümüş, devleşmiş ve Cumhurbaşkanı adayları arasına girmişsin. Her şey iyi gidiyordu. Ama önceki gün milletin önüne düşen bir fotoğraf, bozdu bütün planları. Yerle bir etti Sosyal Medya Belediyeciliğini. Yıktı, yok etti bütün algıları. Günlerdir selin defalarca vurduğu Ankara'da incelemeler yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı makamında ziyaret etti. Bakan Soylu'nun ayağında çizmeleri vardı. Pantolonu sırılsıklam ıslanmıştı. Çünkü suyun, çamurun içinden çıkıp gelmişti. Bay Başkan ise ütülü pantolonu, pırıl pırıl parlayan ayakkabıları ile grand-tuvalet karşısında oturuyordu. Zaten millet canıyla-malıyla uğraşırken, Ankara'da değil, Eskişehir'de CHP'li belediye başkanlarının katıldığı bir toplantıdaydı. Tarihi bir fotoğraf bu aslında! Üç küsur yıllık algıyı birkaç saniyede yıktı, yok etti! Sadece selle sınırlı da tutmak doğru olmaz. Yıllardır tekrarlanan "Çalışmak istiyoruz ama engelleniyoruz" iddialarını da topladı ve çöpe attı. Şimdi gelelim Sosyal Medya Belediyeciliğinin çatırdayarak yıkılmasına... İstanbul'dan Ekrem İmamoğlu'ndan başlayalım. Uçuyor, uçuruluyordu. Sadece İstanbul'un değil,