Tarih bunu unutmaz!

Tarih 6 Eylül 1980. Kudüs'ün İsrail'in ebedi başkenti olarak ilan edilmesine karşı Türkiye'den en güçlü tepki Konya'dan geldi. Milli Görüş'ün o zamanki siyasetteki temsilcisi Milli Selamet Partisi, dünya kamuoyunda infial uyandıran bu olaya karşı İsrail'i tel'in etmek için konunun önemine binaen İslam âleminin büyükelçileri ve diğer yetkililerin de davet edildiği büyük bir miting tertip etti. Dönemin Demirel hükümetinin İsrail'in icraatlarına ses çıkarmamasına rağmen Konya Mitingi'ne yüz bini aşkın insan katıldı. Bu mitingin, mitingden 6 gün sonra gerçekleşen12 Eylül Darbesi'nin gerekçelerinden biri olduğunu, dönemin Genelkurmay 2. Başkanıtarafından, yapılan bir basın toplantısında dile getirildi ve "Konya mitingi 12 Eylül'e gelinmesinde bardağı taşıran son damla olmuştur" şeklinde ifade ederek darbenin esas nedenini bir şekilde itiraf etmişti. Yıllardır kardeşler kan dökerken müdahale etmeyenler Kudüs Mitingi'nin ardından ülkede yönetime el koydu. pushfn('ads'); Kudüs Mitingi'nden bir gün öncesine gittiğimizde Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde bir ilk yaşanmıştı. İsrail'le gizli gizli görüşmeler yapan dönemin Dışişleri Bakanı Adalet Partili Hayrettin Erkmen 5 Eylül 1980'de hakkında MSP'li 24 milletvekilinin Meclis'e verdiği gensoru ile bir bakan ilk defa düşürüldü. AP'li Erkmen'e verilen gensorunun gerekçeleri ise şöyle: "Millî menfaatlere aykırı politika izlemesi, Avrupa Ekonomik Topluluğu'na (AET, bugünkü Avrupa Birliği) girmeye teşebbüs etmesi, İslam dünyasına karşı Batı yanlısı politika takip etmesi, Yunanistan'a büyük tavizler veriyor, Batı Trakya'yı ise ihmal etmesi, Afganistan konusunda aktif olmaması, Türkiye Afganistan'ı Sovyetler'in işgaline, insafına terk etmesi, Dışişleri Bakanı olarak İslam Konferansı Örgütü'nü hafife alması. Gensorunun ana gerekçesi, ana omurgası ise İsrail'in, Kudüs'ü başkent ilan etmesine karşı sessizce seyretmesi olmuştu. Bu sebeple 24 MSP'li milletvekilinin verdiği gensoru sonucu CHP'nin desteği ile Erkmen bakanlıktan düşürüldü. Erkmen'in kendi partisinden AP'li milletvekilli arkadaşları oylamaya katılmayarak Demirel Hükümeti'nin dış politikada güttüğü siyaseti desteklemediklerini ortaya koymuştu. Böylece, işgalci İsrail ile kim normalleşmeye kalkarsa kalksın, tarihin bunun hesabını soracağının bir ispatı Hayrettin Erkmen olmuştu. pushfn('ads'); Bu olayların sonucu 12 Eylül'de askeriye ülke siyasetine el koydu ve Milli Görüş'ün bir partisi daha Kudüs davası sebebiyle kapatıldı. 1980 Darbesi'ne götüren sağ-sol çatışmalarında taraf olanlar erken tahliye olurken Kudüs davasına sahip çıkan MSP'lilerin davası sürdü gitti. Tarih 2022. Yine gündemimizde Filistin (ki 1948'den beri gündemden düşmeyen bir meseledir). Yine iktidarda merkez sağı temsil eden bir parti var. Bu sefer en üst yönetim kadrosu, katil İsrail Cumhurbaşkanı'nı zamanında Meclis'inde Kudüs'ü İsrail'in başkenti diye sesini çıkarmayan dış işleri bakanını gensoru ile alaşağı etmiş bir milletin temsilcisi olarak ülkemize davet ediyor. Kurulduğu ilk günden beri hedefinden sapmamış terörist İsrail, Müslümanların her kutsal gününde, bayramlarında Mescid-i Aksa'yı ihlal eden İsrail, peygamberlerin izlerini Filistin'de yok eden İsrail, Osmanlı'dan kalan miraslarını bir bir yıkan İsrail, Süleyman Mabedi'ni yapmak için yerin altından, yerin üstünden çalışan İsrail, çoluk çocuk demeden her zaman insanları katleden İsrail, tüm uluslararası baskılara rağmen Birleşmiş Milletler'in kararlarını