Kesin Bilgi: Ölüm Var!

Evvel zamanda okuduğum bir yazıda, "Ölümü unutturan her şey insan sağlığına zararlıdır" yazıyordu. Dünyada her düşünce, her fikir, her inanış tartışılır. Fakat sadece ölüm herkes için kesin bir bilgidir. Allah'ın varlığına inansın ya da inanmasın tüm insanlar bir gün öleceğini bilir. Allah'ı kabul edenler için ise ölüm haktır ve yeni bir hayatın başlangıcıdır. Bir insan nasıl ana rahminin karanlığından doğumla dünyaya geldiyse dünya karanlığından da ölüm ile ahiret yurduna ulaşacaktır. Mizandaki "hesap"ına göre de ya cehennem karanlığına ya da cennet bahçelerinin ferahlığına kavuşacaktır. Ve bu hayat ise ebedi bir hayat olacaktır. Bu çerçevede ölüme baktığımızda anlarız ki ölümü unutturan her şey gerçekten insana zararlıdır. Dünyada insanın yapıp etmelerini anlamlı kılan ölümden sonraki hayattır. Bu sebeple ölüm için Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ümmetine, "Lezzetleri kesip, tahrip edeni, (yani ölümü) çok zikrediniz" diyerek nasihat etmiştir. Ölüm hakkında hepimizin bildiği bir olay da adaletle ismi müsemma olmuş Hz. Ömer'in ölümü ona hatırlatacak birini para ile tutmasıdır. Ta ki saçında beyaz tel saç çıkana kadar Modern zamanlara geldiğimizde insanlara ölüm bilerek unutturuluyor. Yeni yapılan yerleşim yerleri ölüm yokmuş, hasta olmak yokmuş gibi, insan hiç düşmeyecekmiş gibi tasarlanıyor. Çünkü var ettikleri tüketim toplumu, kurdukları sömürü sisteminin devam etmesi için tüm insanlığa ölümün unutturulması gerekir. Kadınlara yaşlılığın izlerini kaybettirecek kremler icat ediyorlar, o yetmezse estetik ameliyatlarla yetmişindekilere on sekizlik gençmiş gibi görüntü satıyorlar. Artık hedef kitleleri de kadınlar değil üstelik. Sağlık sektörü insanların hastalıklarını tedavi etmekten önce anti aging yani yaşlanma karşıtı araştırmalar ve çalışmalar yapıyor. Bunlar üzerine dönen müthiş bir sektör kurmuş durumdalar. Bunlar hep ölümü unutturmak için. Yeni yerleşim yerlerinde mezarlıklar insanların her an gözü önünde olamayacak kent sınırlarının dışına yapılıyor. Kentlerin ortasına bütün mevsim yeşil kalacak ağaçlar dikiliyor. Dört mevsimin her rengini taşıyan ağaçlar da kentlerin dışında. Çünkü ölümü unutan insan dünyaya neden geldiğini sorgulama imkânını kolay kolay elde edemeyecek, haliyle dünyadan sonra gideceği ve hesap vereceği yeri de düşünemeyecek. Dünyada var olmasının sebebini idrak edemeyen insan da dünyada neden köle gibi çalıştığını sorgulayamayacak. Tüketim çılgınlığının, doğanın hadsizce talan edilmesini sorgulayamayacak. Ve en önemlisi ölümden sonra hesap vermeyi idrak edemeyen insanı hiç bir güç durduramayacak. pushfn('ads'); Her gün haber saatlerinde gasp, talan, hırsızlık, haksız şekilde hakkına tecavüz edilen haberleri duyuyoruz. Eş, dost, akrabalarla muhabbetlerimizde konuşmalarımızın büyük kısmını da maalesef bu tür olaylara birebir şahitliklerini konuşuyoruz. Allah'ın yasak kıldığı tüm insanlığın sömürülmesinin aparatı olan faiz, etkili ve yetkili isimlerle toplum nazarında meşrulaştırılıyor. Allah'ın yasakladığı her şey kanunlar eliyle uygulanıyor. Allah'ın sadece kendine kulluk etmek üzere yarattığı insan güç sahiplerinin eliyle köleleştiriliyor. İnsanın insan olarak yaratılması hasebiyle tüm insanlara verilen can, akıl, mal, namus ve inanç hakları, yeri geldiğinde sıradan insanlarla yeri geldiğinde toplumdaki insanların arasında adaleti tesis etmesi gereken, toplum yaşamında dengeyi sağlayacak devletler eliyle gasp ediliyor. Yaşadığımız dünyada ne Yaratan'ın hadlerine riayet ediliyor ne de yaratılanın hadlerine. Ve sanki ölmeyecek gibi yaşıyoruz. Peygamber Efendimizin (S.A.V.),