Hepsinden Hesaba Çekileceksiniz!

Ülkemizde kişiler işlerini yapmak yerine birtakım içi boş gündemler üzerinden şu zamana kadar elde ettiklerini düşündükleri alanları -bu bazen devlet dairesinde bir makam, bazen çok önde gelen(!) gazetelerde köşe olur- korumak için kavgalar üretmekteler. Bu üretilen içi boş gündemler de çok kısa sürede toplumu yeni kutuplaşma araçlarına dönüşür. Çünkü kimsenin haberin kaynağını sormaya zamanı yoktur. Olaya hızlıca dâhil olur ve kılıçlar çekilmiştir. Kendi gibi söz söylemeyen, sözünü tekrarlamayanlara da o kılıç sallanmaya devam eder. Bu kavgaları çıkaranlar ve en çok besleyenler maalesef ki basın mensupları. Kendilerince tahkim ettikleri konfor alanı bozulmasın diye halk adına halk için gazetecilik yapacaklarına başka mecraların ürettikleri enformasyonu dağıtmayı tercih ediyorlar. Haber üretimi yok, yeni bilgi üretimi yok Hatta son dönemdeki gazetelere baktığımızda daha haberin ana bileşenlerini bilmeyen, başlık nedir, ara başlık nedir, spot nedir, flaş nedir bilmeyenler araştırmacı(!) gazeteci diyerek, köşe yazarı diyerek millete takdim ediliyor. pushfn('ads'); Daha şekli olarak bile gazete yazı türlerini yerine getirmeyenlerin içeriklerine bakınca ise içler acısı. Ülke tarihimizde yalan söylemenin, iftira atmanın, toplum mühendisliği yapmanın, kardeşler arasına nifak tohumu serpmenin adı hiç bu kadar habercilikle özdeşleşmemişti. Yalan söylemenin başka türleri de var mesela artık. Milleti ilgilendiren ve millete zarar verecek kanunlar görüşülüp oylandığı zaman patlatırsınız eski bir kavgayı medya mensupları olarak iktidarın oynadığı oyunları gizlersiniz. Sahip olduğunuz hamaset diliyle de belli odaklarca "kahraman" ilan edilirsiniz. Ya da yazdığınız olay hakkında sadece belli yerlere hizmet eden kısımlarını ön plana çıkarır milletin asıl bilmesi gereken kısımları gözden kaçırırsınız. Böylece basın mensubu olarak yalan da söylememiş olursunuz kendinizce. Ama vermiş olduğunuz bilgi eksikliği sebebiyle binlerce, on bilerce insanların düşünme yetisini etkilersiniz, yanlış düşüncelere sahip olmasına neden olursunuz, yanlış karar verirse -sizden aldığı bilgi ile asıl düşman olması gerektiğine değil de hiç alakası olmayan birine düşman olmasına neden olursunuz- ortaya çıkan tablodan kendinizi sorumlu tutmazsınız basın mensubu olarak. Yani insanın insan olması sebebiyle hakkı olan yetisini istismar edersiniz. pushfn('ads'); Son dönem en fazla yalan söyleme şeklini şu 'aileye sahip çıkıyoruz' diyerek son günlerde ortalığı yıkanlara da şahit oluyoruz. Aileyi zedeleyen kanunlar çıkarken, Avrupa Birliği uyum sürecinde AB'ye gireceğiz diye milli ve manevi hatta fıtri değerlerimizi bozacak kanunlar Meclis'ten AKP eliyle geçirilirken sesleri çıkmamıştı. O zaman Saadet Partisi Genel Merkez'i AKP kurmaylarını uyardığında AKP'li kurmaylar kulaklarının üstüne yatıp, "Gay imam da olmalı" diye milletvekilleri açıklama yaparken bu arkadaşlar ne ile meşguldü acaba Avrupa Birliği Anayasası'na hiçbir Avrupa ülkesi daha imza atmadığında AKP'li iktidar imza atıp bir de bunun sevinci olarak gündüz gözü Ankara'da havai fişekle kutlama yaparken hangi süslü manşetlerin peşindelerdi Şimdi köşelerinden veryansın ediyorlar. Aileyi korumaktan, manevi değerlere sahip çıkmaktan, nesli kurtarmaktan bahsediyor. Ama yine nasıl veriyorlar haberleri, köşelerinde ne yazıyorlar " AK Parti gibi ümmetin, insanlığın ümidi mazlumların umudu olmuş, AK Parti'de bu bakanlar olmamalı" diye. Sanki ailenin bozulmasında tek suçlu bakanmış gibi. Sanki AKP iktidara geldiğinden beri bu işte hiç suçu yokmuş gibi! İşinize gelsin ya da gelmesin. Ülkede ailenin parçalanıyor olmasının sebebi 20 senedir çıkarılan kanunlar, bozulan ekonomik sistem, kevgire çevrilmiş eğitim sistemi yüzündendir. Bu günlere mevcut iktidarın ilmek ilmek olayları işlemesi sebebiyle gelindi. Hem de "mukaddesat türküleri,