Gençlerden Helallik Almadan Dünyadan Göçmeyiniz!

Ezberlerin dışına çıkarak bazı sözleri de söyleyebilmeliyiz. En büyük ezberlerimizden biri "gençler" üzerine kurulan cümlelerimiz. Her büyükte, gençleri gördükleri yerde bir vaz-u nasihat haline girme durumları tezahür ediyor. Oysa büyükler olarak bir düşünsek mi nasıl bir örneğiz de gençlere söz söyleme hakkını kendimizde görüyoruz. Ezber dışına çıkalım ve ülkenin büyükleri, "z kuşağı" dedikleri, gençleri gördükleri yerlerde özür dilemeliler, helallik istemeliler. "Biz büyükler olarak size yaşanmaz bir ülke bıraktık, bizi affedin! Durumun buralara geleceğini tahmin edemedik" diye. Hangi gençle konuşsanız sözlerinden umutsuzluk akıyor. Ülkeye ve geleceğe dair güvenleri yok. Eskiden kuşaklarda gençler çalışırlarsa bir şeyler yapabileceklerine inanıyorlardı, şimdikiler ise yaptıkları işte ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, kendilerinin hak ettikleri şeyleri elde edemeyeceğini düşünüyorlar. Haksız değiller. Her gün önlerine gelen örnekler çalışmadıkları halde "biri"lerinden oldukları için devlet kadrolarına yerleştirilenler, her an çıkarılan KHK'lar ile hayatları söndürülenler, iktidar partisinin gençlik kollarında olduğu için işe gitmeden maaş alanlar, doktora öğrencisi olduğu halde birtakım zincir giyim firmalarında tezgahtarlık yapan abileri-ablaları, toprağını ektiği halde emeğini alamayan çiftçiler, elinde kalan hayvanlarına bakabilmek için hayvanlarını bir bir satan hayvan yetiştiricileri, ömrünü çalışarak geçtiği halde açlık sınırı altında maaş alan emekliler, gittikçe artan emek-külfet paylaşımındaki adaletsizlik, hukuk alanında haklarının ihlal edilmesine rağmen yargı organlarının adaletsizlikleri Bu olumsuz örneklerin listesi uzayıp gider. Siz şimdi büyükler olarak söyleyiniz, aileniz kıt kanaat şartlar altında size emek veriyor, yetiştiriyor, okutuyor, başarılı da oluyorsunuz. Ama gel gör ki mülakat denilen yere gelince hiç bir vasfı olmayan biri sizin yerinize atanıyor, iktidar kadrolarında yer alan birileri lüks araçlarında pudra şekeri çekerek gününü gün ederken, siz çalıştığınız halde asgari ücrete mahkum olacaksınız Gençleri anlayabiliyor musunuz Otuz yaşınıza gelmişsiniz size "atanamayanlar" deniliyor. Gençler hayal kurmaktan vazgeçtiler, insan olarak var olma derdindeler. pushfn('ads'); Çok övündüğümüz atalarımızın tarihte adaletli olmasına dair bir olaydan bahsedelim. Süleymaniye Camii yapımında taşımacılıkta kullanılan katır ve eşeklerin semerlerine çiviler çakılmış. Çiviler semerlerin üzerinde sistematik şekilde birisinin üzerine oturmasına engel olacak şekilde. Bu durumun sebebi araştırıldığında ise bunun sebebinin ne olduğu sonucuna o dönemin bir mahkeme kararında yer alan hükümle ulaşılmış. Dönemin kadısı Süleymaniye Camii'nin yapımında taş taşıyan bu hayvanların üzerine dönüşte üzerleri boş kalan eşek ve katırların sahiplerinin binmemesine, hayvanlarının yanlarından yürümelerine hükmetmiş. Tabi insan bu, bu hükme uymamaya başlamışlar. O zaman da kadı hayvanların üzerine binilmemesini sağlamak için semerlerin üzerlerine çivi çakılması emrini vermiş. Çoğumuzun aklından geçen de, "Aman biniliversin ne olacak" düşüncesi. Fakat dönemin kadıları hiç öyle düşünmemiş. Bunun altında yatan amil düşünce her yaratılanın bir cevheri vardır ve o yönde kullanılmalıdır. Her yaratılan vazifesi olan iş için kullanılması gerekir. Zulmedemezsin. İnsan her istediğini