"Merhumlarımızın sayısı böylece 41 oldu"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a göre Amasra'daki taş kömürü madeninde meydana gelen patlamada hayatını kaybeden 41 işçi "kaderleri öyle planladığı" için öldü!Sayın Erdoğan, hayatını kaybeden 41 işçinin acılı annelerinin, babalarının, çocuklarının, eşlerinin, yakınlarının gözlerinin içine baka baka "kaderleri böyleymiş" dedi. Yine "kader" dedi, yine sorumluluğu attı üzerinden, sorumluluğu atıverdi üzerinden. Ülkede ne zaman deprem olsa, maden kazası olsa Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıyor "kader" diyor, "fıtrat" diyor "kaza" diyor. Soma'da 13 Mayıs 2014'de kömür madeninde çıkan yangında 301 madencimiz hayatını yitirdiğinde de "kader" demişti: "Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var" diyerek, Soma Maden ocağının nasıl modern, işçi sağlığı, iş güvenliği noktasında nasıl başarılı olduğunu anlatmıştı. (13 Mayıs 2014)Kader miydi, iş kazası mıydıİş kazası, kader olmadığı, raporlarla ortaya çıktı. Soma Maden ocağının Soma Holding'ten önce Ciner Grubu'na verildiği, Ciner Grubu'nun bir rapor hazırlattığı ve 2009 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri'ne "İleride telafisi mümkün olmayan problemlerle karşılaşılacağı anlaşıldığı için mevcut sözleşmenin ihale şartlarına haiz olarak TKİ'ye devredilmesi talep edilmektedir" uyarı raporuyla birlikte başvuruda bulunduğu, TKİ'nin Ciner Grubu'nun iade dilekçesini kabul edip ardından da maden ocağını Soma Holding'e verdiği ortaya çıktı. 301 kişinin ölümü kader falan değildi, ama iktidar hiç sorumluluk kabul etmedi. İktidar yetkilileri bolca "sorumlular bedelini ödeyecek" açıklamaları yapmışlardı. Soma'nın failleri bedelini ödedi mi Ama iktidarının ilk dönemlerinde, yani AK Parti iktidarının sicilinin boş olduğu yıllarda hiç "kader", "kaza", "fıtrat" demiyordu. AK Parti 2002 yılında iktidara geldikten 7 ay sonra Bingöl'de deprem olmuştu. 200'e yakın insan hayatını yitirmiş, 625 bina çökmüş, yaşanamayacak şekilde ağır hasara uğramıştı. 200'ün üzerinde öğrenci göçen yurt binalarının altında kalmış, yüzün üzerinde çocuk hayatını yitirmişti.Sayın Erdoğan Bingöl'de kameralar karşısına geçerek şu açıklamayı yapmıştı: "Yeraltında fay kırıklarından önce bağışlayın söylemek zorundayım, kırılan ar damarlarıdır. Malzemeden çalmanın arkasında ahlak hırsızlığı, demokrasiden çalmak, hukuk kapkaççılığı, siyaset yankesiciliği ve kamu yönetimi kalpazanlığı yatmaktadır. Bu olay, kamu otoritesinin devlet imkanlarını nasıl kullandığını bütün çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Olay kader diye geçiştirilemez. Depremlerden sonra ortaya çıkan felaketler aslında geçmişten bugüne miras kalmış bir yönetim sorununun sonucudur" (6 Mayıs 2003) Sicili temiz iktidarın başbakanı olunca, sorumlusu da geçmiş siyasi iktidarlar olunca "kader", "kaza", "fıtrat" denmiyor. Ama işte 20 yıllık aralıksız iktidarda işin ucu AK Parti'ye ve Sayın Erdoğan'ın kendisine değince "kader" oluyor "fıtrat" oluyor, "kaza" oluyor!Ne demek, yani ne yapılırsa yapılsın önlemezdi demek istiyor!Bir yandan çıkıp "Bu ülkenin başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki, Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır" diyeceksin, bir yanda ise devletin sorumsuzca davranmasının neticesinde 41 vatandaşın hayatını kaybedecek ama çıkıp "kader" diyeceksin. Hayır Sayın Erdoğan, bu kader değil, 41 kişinin kaderi öyle olduğu için hayatlarını yitirmediğini en iyi siz biliyorsunuz. Sayın Erdoğan partiniz muhalefette olsaydı, siz muhalefet partisi lideri olsaydınız, Amasra'ya muhalefet partisi lideri olarak gitseydiniz "kader" mi diyecektiniz Aynı sözleri mi söyleyecektinizDolayısıyla Amasra'daki maden ocağındaki patlama "kader" değil, hayatlarını kaybedenler kaderleri öyle olduğu için ölmediler!İktidarınız Sayıştay raporunun gereği yerine getirseydi, gerekli önlemleri alsaydı, Amasra'da