İktidar kapısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada TÜSİAD'a "iktidar kapısı" hatırlatmasında bulundu. Aslında uyarı, ikaz demek daha doğru. 4 bin beş yüze yakın şirketi temsil eden TÜSİAD, iktidarın masaya "iktidar kapısı" kartının koymasının ne anlama geldiğini biliyordur.18 yıldır TÜSİAD üyesi olan, TÜSİAD'in yönetim kurullarında görev yapan yeni başkan Orhan Turan'a "daha çıraksın" diye seslenmesi aslında ne kadar kızdığının da somut bir göstergesi.Sayın Erdoğan'ın sözleri şöyle:"TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse iktidarın kapısını hiç çalmasınlar. Görüyorum ki (TÜSİAD) siz de aynı merkezden yönetiliyorsunuz. Merkez belli CHP'dir. CHP size ne diyorsa o ağızla konuşuyorsunuz Öyleyse bu kapı yerli ve milli duruş sergileyenlere açıktır, yerli ve milli duruş sergilemeyene kapalıdır."Aslında bu TÜSİAD'a bir nevi "iktidar kapısı" kapanmadan önce yapılan bir "köprüden önceki son çıkış" uyarısı. Çünkü "bu gidişiyle devam ederse" uyarısında bulunuyor Sayın Erdoğan. Bir anlamda "bu gidişe devam etme" ikazı olarak yorumlanabilir.Normal bir vatandaş için "iktidar kapısı" çok fazla bir anlam ifade etmeyebilir. Ama iş dünyası için öyle değil. İktidar kapısı sorunları çözme kapısıdır, hacet kapısıdır.O kapının kapanacak olmasının maliyeti TÜSİAD ve üyeleri için ağırdır.Peki Erdoğan'ı bu kadar öfkelendiren ne Her ne kadar dış politika konusunda TÜSİAD'a yüklenmiş olsa da asıl sebep, TÜSİAD'ın son dönemlerde iktidara ekonomik gidişat üzerinden yaptığı eleştiriler, uyarılar. Ülkemizde enflasyonun kontrolden çıktığını, iktidarın öncelikli olarak enflasyonu önlemeye ve düşürmeye yönelik politikalar izlemesi gerektiğini dile getiriyor.Diyor ki:Ekonomik sorunlar sık sık değiştirilen düzenlemelerle düzeltilemez, tam tersine sık sık yapılan değişiklikler ekonomiyi bozar.Enflasyon kontrolden çıkıyor, bu durum gelir adaletsizliğini daha da artıracak, büyüyoruz ama yoksullaşarak büyüyoruz, içerideki politikalarla risk primimiz yükseliyor.Türkiye'de uygulanan faiz politikası tasarruf sahiplerini cezalandırıyor. Belirsizlik ve öngörülemezlik yeni normalimiz oldu. Türk lirasının değer kaybı enflasyonist baskıyı güçlendirecek.Bugün gelişmiş ekonomilerde yıllık enflasyon yüzde 7-8. Gelişmekte olan ülkelerde de yüzde 10'a yakın seyrediyor. Ülkemizde ise enflasyon oranı dünyada var olan genel düzeyin katbekat üzerinde, yüzde 70 sevilerinde. Global görünüm lehimize değil. Gerekli adımlar atılmıyor.İzlenen ekonomi politikası yalnızca iş dünyası için değil, tüm vatandaşlarımız için yeni ekonomik sorunlar yaratmaktadır. Ekonomide oluşan hasarın tespitini yapıp, tüm paydaşların desteğinin alındığı, genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmelidir.Sayın Erdoğan her ne kadar TÜSİAD'a "İsveç, Finlandiya net adımlar atana kadar duruşumuzu değiştirmeyiz. Siz de onların yanında yer alabilirsiniz ama biz almayacağız" diyerek yüklense de "iktidar kapısı" kartını açmasının sebebi işte asıl bu ekonomiyle ilgili uyarılar. Çünkü TÜSİAD Başkanı Orhan'ın İsveç ve Finlandaya'nın NATO üyelikleri konusunda Türkiye'nin tavrına ilişkin yaptığı yorumlarda öyle Erdoğan'ı öfkelenmesine yol açacak sözleri yok. Türkiye'nin haklı olduğu yerlerin altını kalın kalın çizen ve Türkiye'nin haklı olduğu konuda haksız duruma düşürmeyecek bir strateji yürütmesi, yöntem izlemesi gerektiğini söylüyor.Yani TÜSİAD'ı Erdoğan'ın radarına sokan asıl mesele "ekonomik gidişat"ın kötü olduğunu söylemesi ve eleştirilerinin altını doldurması. Erdoğan'a "iktisat biliminin kurallarına dönün" tavsiyesinde bulunması.TÜSİAD'ın siyasi görüşlerini beğeniriz, beğenmeyiz ama yaptığı uyarıların ciddiyetini görmemek mümkün müErdoğan'ın "kapı kartı" kartını göstererek TÜSİAD'a tavır almak yerine, bu