Hangi kelimeyi nahoş buldular acaba

Ankara'nın göbeğinde bir polis amiri gözlerinde güneş gözlükleri, sigarasının dumanını üfleye üfleye, parmağını sallaya "Ahlaksız, sus lan, adam gibi konuş, haddini bileceksin, senin gibi tiplere ne olacağı belli" diyerek DEVA Partili milletvekili Mustafa Yeneroğlu'nun üzerine yürüdü. Bir milletvekiline bunu yapabilen "bir polis amiri" ülkesinin hiçbir güvencesi olmayan sıradan vatandaşına neler yapmaz kiNitekim Sayın Yeneroğlu da "Sayısız vatandaşımıza yapılan kötülüklerin onda bir dahi bana yapılmadı. Biliyorum ki milletvekili olmasaydım şu anda karakolda işkence görüyor olurdum. Ülkemiz bu halde maalesef. Çünkü devlet gücünü hukuk dışı şahsi tasarruf alanı zannedenler var" dedi. Sayın Yeneroğlu bu sözlerinin tamamında haklıdır. Abartılı tek bir sözü yok. 2002 yılında "İşkence ve kötü muameleye sıfır tolerans" vaadiyle iktidara gelen AK Parti'nin muktedir döneminde ülkeyi getirdiği tablo bu oldu maalesef. Girin Google "polis" yazın, devamına da "şiddet, adam kaçırma, şüpheli ölüm, karakolda işkence, çıplak arama" diye yazın, yazın da "kolluk kuvvetimizin" ülkemizin insanlarına reva gördüğü acımasızlığın, merhametsizliğin, gaddarlığın boyutunu görün.Gelelim Cuma akşamı Ankara'nın göbeğinde, Beştepe'nin duvarının dibinde bu olayın yaşanmasına sebep olan hadiseye. Mevzu yeni değil ama ne olduğunu bilmeyenler için kısa bir özet: Mesaret Karakaya. Somalili. Sudan'da yaşadığı dönemde Aksaray'lı bir Türkle evleniyor, 2012 yılında da Türkiye'ye dönüyorlar. Üç çocuk annesi ve Türk vatandaşı.Mesaret Hanım Somalili Mohammed Isse Abdullahi ile birlikte 2019 yılında Ankara Kızılay'da bir Somali lokantası açıyor. Adı SAAB Cafe. Lokantanın tabelasında da sarı-yeşil ve kırmızıyı kullanıyor yani Afrika renklerini. Bir anormallik var mı Yok ama var. Çünkü bizim ülkemizde bu renkler cıss. Mesela ülkemizde dindar kesim gündelik hayatta çok defa kullandığı, Allah'ın gücüne gitme anlamına gelen "gayretullah" kelimesini de kullanmıyor artık. Neden Çünkü cıss. Neden Çünkü "gayretullah" kelimesi Fethullah Gülen örgütünü anımsatıyor!Sarı -yeşil ve kırmızının yan yana gelmesi de mahzurlu çünkü PKK'nın bayrağında var! Allahtan renklerin tek tek kullanılmasında ya da iki rengin bir araya gelmesinde şimdilik bir mahzur görülmüyor!Polis kafayı bir şekilde SAAB Cafe'ye takıyor. Tabii sadece SAAB Cafe'yi sorun görmüyor. Ankara'daki bütün Somali lokantalarını mesele ediniyor kendisine. Polis geliyor, gidiyor Mesaret Hanım'a ve ortağına dünyayı dar ediyor. Tabelanızı değiştirin diyor, adını Türkçe yapın diyor. Mekana baskınlar düzenliyor, kah müşterileri alıp götürüyor, gözaltı yapıyor, kah müşterileri mekandan çıkartıyor. Kimsenin ağız tadıyla yemek yemesine izin vermiyor. İşletmenin ortağı Mohamed Isse Abdullahi 11 aydır polis baskılarıyla karşılaştıklarını, benzeri baskılar yüzünden daha önce çoğu Somalili işletmecilerin mekanlarını satıp ülkeyi terk etmek zorunda kaldıklarını söylüyor. Yetkili yerlere ulaşmaya çalışmışlar ama sonuç alamamışlar. Polis önce tabelalarını siyah beyaza çevirmelerini söylemiş, siyah beyaz yapmışlar ama bu kez de "beğenmiyoruz, yabancı ismi de değiştirin" demişler. Mesaret Hanım ve ortağı Mohamed Isse bir türlü polisi memnun edememiş. Bazı iyi niyetli polisler işletme sahiplerine kısık sesle "Sizin düzgün iş yaptığınızı biliyoruz. Emir verildiği için, zorunlu geliyoruz" demişler. Akıl alır gibi değil yaşananlar. Neyse SAAB Cafe Cuma akşamı değişen tabelasıyla yeniden açılış yaptı. Ve kızılca kıyamet koptu Mesaret Hanım (Serbestiyet'e verdiği mülakatta) o akşam yaşananları özetle şöyle anlatıyor:20'den fazla polis açılışın olduğu saatlerde kafenin önünde konuşlanmışlar. Mesaret Hanım'a "Bir problem yok. Sizin güvenliğiniz için geldik" demişler, Mesaret Hanım da polislere çay ikram etmiş. Çaylarını içmişler. İlk başta hiçbir problem yokmuş. Çayları bittikten sonra mekanının işletme ruhsatını, çalışanların sigorta belgelerini istemişler, bütün belgeler eksiksiz bir şekilde verilmiş. Mesaret Hanım'ın kendi çalışma izin belgesini istemişler, Mesaret Hanım nüfus cüzdanını göstermiş ve Türk vatandaşı olduğunu söylemiş. Bu kez "SAAB ne demek" diye sormuşlar. Mesaret Hanım bir araba markası olduğunu ama aynı zamanda Etiyopya dilinde 'kutu' anlamına geldiğini söylemiş. Ama bizim polislerimiz kül yutar mı Kelimenin doğru anlamını ve Mesaret Hanımın bu adı koyarak ülkemize ne mesaj vermek istediğini söylemişler: "SAAB güç demektir. Sen bu ismi koyarak ben güçlüyüm demek istiyorsun"Mesaret Hanım "Ben böyle bir anlamı